YARGITAY 3.HUKUK DAİRESİ

Tarih: 17.04.2015 Esas: 2014 / 11854 Karar: 2015 / 6546

Tedbir Nafakası Talebi – Boşanma Davası Açılmış Olsa Dahi Evlilik Birliğinin Korunması Ayrı Bir Dava ile İstenebilir.

Özet:

Davacı, ayrı yaşamada haklılık iddiasına dayalı olarak kendisi ve çocuğu için tedbir nafakası talebinde bulunmuştur. Taraflar arasında boşanma davası olsun yahut olmasın evlilik birliğinin korunması ayrı bir dava ile istenebilir. Başka bir anlatımla, tedbir isteğinin boşanma davasında istenmesini zorunlu kılan bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Öte yandan, tedbir nafakası ile boşanma davası aynı sebepten doğmadığı için biri hakkında verilecek hüküm diğerini etkileyecek nitelikte değildir. Usulüne uygun bir birleştirme talebi olmadığı dosya kapsamı ile sabittir. Bu durumda, birleştirme talebinin reddi ile esas hakkında bir karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu davaların birleştirilmesine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Taraflar arasındaki tedbir nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, dava dosyasının İstanbul 15.  Aile Mahkemesinin 2013/840 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y   K A R A R I

Davacı dilekçesinde; davalı ile 3 yıldır evli olduklarını, bir çocuklarının olduğunu, davalının kendilerine bakmadığı için çocuğuyla evi terk etmek zorunda kaldığını; 2 yıldır annesinin yardımı ile geçindiğini, ihtiyacı olduğu için kendisi için aylık 400,00-TL, müşterek çocuk için aylık 300,00-TL olmak üzere, toplam 700,00-TL nafakaya hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, cevap dilekçesinde; müvekkili tarafından İstanbul 15. Aile Mahkemesinin 2013/840 esas sayılı dosyasıyla boşanma davası açıldığını, taraflarının aynı olduğunu, bu nedenle, bu dosyanın müvekkili tarafından açılan dosya ile birleştirmesini talep etmiş; ayrıca, yetkisizlik itirazında bulunmuş, esasa ilişkin olarak ise davanın reddini istemiştir.

Mahkemece; “İstanbul 15. Aile Mah.’nin 2013/840 esas sayılı dosyasının bir sureti UYAP üzerinden istenmiş, gönderilen dosyanın incelenmesinde 26/12/2013 tarihinde davacı S. H. vekili tarafından davalı A. H. aleyhine boşanma davası açıldığı, yargılamanın devam ettiği, ön inceleme duruşma tarihinin 12/06/2014’e bırakıldığı;  mahkememizde açılan davanın, taraflarının aynı olması  ve  ana dosyanın boşanma dava dosyası olması ve birlikte yargılama yapılarak ortak karar verilmesinin kanunen ve usulen yararlı olacağı ve bu şekilde her iki dosya arasında  bağlantı bulunduğu anlaşıldığı’’ gerekçesi ile, dava dosyasının, İstanbul 15. Aile Mahkemesinin 2013/840 esas sayılı boşanma dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiş; hüküm davacı tarafından süresinde  temyiz edilmiştir.

Davacı, ayrı yaşamda haklılık iddiasına dayalı olarak kendisi ve çocuğu için tedbir nafakası talebinde bulunmuştur.

6100 sayılı HMK.’nun 166/2. maddesine göre; “Davalar, ayrı yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış ise bağlantı sebebiyle birleştirme ikinci davanın açıldığı mahkemeden talep edilebilir. Birinci davanın açıldığı mahkeme, talebin kabulü ile davaların birleştirilmesine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren, bununla bağlıdır.”

Somut olayda; eldeki tedbir nafakası davası sonrasında davalı tarafından boşanma davası açıldığına göre, bağlantı sebebiyle birleştirme talebi ikinci davanın açıldığı mahkemeden istenebileceği ve birleştirmeye bu mahkemece karar verilebileceği nazara alınmadan, birleştirmeye karar verilmesi doğru bulunmamıştır.

Öte yandan ayrı yerlerde açılan davaların; evlilik birliğinin korunması hükümlerine dayalı olarak TMK.’nun 197. maddesine göre açılan tedbir nafakası davası ile boşanma hükümlerine dayalı olarak TMK.’nun 166. maddesine göre açılan boşanma davasından ibaret olduğu anlaşılmaktadır.  Taraflar arasında boşanma davası olsun yahut olmasın eşler evlilik birliğinin ayrı dava ile korunmasını isteyebilir (TMK. md. 201). Diğer bir anlatımla, tedbir isteğinin boşanma davasında istenilmesini zorunlu kılan bir hüküm yasada yer almamaktadır. Kaldı ki, tedbir nafakası davası ve boşanma davası aynı sebepten doğmadığı için biri hakkında verilecek hüküm diğerini etkileyecek nitelikte bulunmamaktadır.

O halde mahkemece, usulüne uygun birleştirme talebi bulunmadığından; talebin reddi ile davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davaların birleştirilmesine karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.