YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ

Tarih: 27.06.2016 Esas: 2015 / 16555 Karar: 2016 / 8360

Tescilden Önce Mülkiyeti Kazandıran Mahkeme Kararına Rağmen Önceki Malikin Borcu Nedeniyle Taşınmaz Üzerine Konulan Hacizlerin Kaldırılmasına Karar Verilmelidir.

Özet:

Davacı, dava konusu taşınmaza ilişkin satış işleminin mahkemece iptaline ve taşınmaza aile konutu şerhi işlenmesine karar verildiğini belirterek, davalılar tarafından konulan hacizlerin muvazaalı olduğunu iddia ederek kaldırılması talebinde bulunmuştur. Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması için tapu kütüğüne tescil şarttır. Tescilden önce hangi hallerde taşınmaz mülkiyetinin kazanılacağı TMK’da düzenlenmiştir. Tescilden önce mülkiyeti kazandıran mahkeme kararına rağmen önceki malikin borcu nedeniyle taşınmaz üzerine konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmelidir. Muvazaa iddiasının kanıtlanmadığı, taşınmaz üzerine konulan hacizlerin taşınmaza aile konutu şerhi konulmadan evvel ve taşınmaz borçlular adına kayıtlı iken konulduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. 

Davacı… ve diğeri vekili Avukat … tarafından, davalı … ve diğeri aleyhine 28/12/2012 gününde verilen dilekçe ile haczin kaldırılması istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 23/12/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili ve davalı … vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.

Dava, haczin kaldırılması istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalılardan … vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı, dava konusu 3815 parsel sayılı taşınmazlarına davalılar tarafından başlatılan icra takip dosyalarında konulan hacizlerin muvazaalı olduğunu, dava konusu taşınmaza ilişkin satış işleminin … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/23 esas ve 2011/524 karar sayılı dava dosyasında iptaline ve taşınmaza aile konutu şerhi işlenmesine karar verildiğini belirterek, davalılar tarafından konulan hacizlerin kaldırılmasını istemiştir.

Davalılar ise, muvazaa iddialarının yerinde olmadığını ve haciz tarihinde dava konusu taşınmaz kaydının dava dışı borçlu … adına olması nedeniyle haciz işleminin uygulandığını belirterek, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuşlardır.

Mahkemece, muvazaa iddiasının kanıtlanmadığı, taşınmaz üzerine konulan hacizlerin taşınmaza aile konutu şerhi konulmadan evvel ve taşınmaz borçlular adına kayıtlı iken konulduğu gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir.

Dava dosyasının incelenmesinde; davacı … tarafından damadına verilen vekaletname uyarınca davaya konu taşınmazın 06/09/2005 tarihinde dava dışı Y. Yılmaz’a satıldığı, 04/06/2008 tarihinde de Y. Yılmaz tarafından davaya konu icra takip dosyalarında borçlu sıfatı bulunan …’na satışının yapıldığı, bu satışlardan davacılardan …’nün eşi …’nün haberdar olması üzerine … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/23 esas sayılı dava dosyasında, aile konutu olan dava konusu gayrımenkulün rıza dışı devri nedeniyle … adına olan tapu kaydının iptali ile aile konutu şerhi konulmasının talep edildiği, yapılan yargılama sonucunda mahkemece, yapılan satış işleminin yasanın açık hükmüne aykırı, muvazaalı ve kötü niyetli bir işlem olduğu ve yine dava konusu evin aile konutu olduğunun kabulü ile; davaya konu 3815 parsel sayılı taşınmazın … adına olan tapu kaydının iptali ile taşınmazın … adına tapuya kayıt ve tescili ile tapu kaydına aile konutu şerhi konulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 705. maddesine göre taşınmaz mülkiyetinin kazanılması için tapu kütüğüne tescil şarttır. Tescil taşınmaz mülkiyetinin intikali için aranılan bir tapu sicil işlemidir. Kanuni istisnalar dışında tescil yapılmadıkça taşınmaz kazanılamaz. Ancak bu kural mutlak suretle uygulanan bir kural değildir, bu kuralın istisnalarının bir kısmı Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenmiştir. Kanunda sayılan bu istisnai hallerde taşınmaz mülkiyeti tescilden önce kazanılır ancak tescil işlemi yapılmaksızın temliki tasarrufta bulunulamaz. Taşınmaz mülkiyetinin tescilden önce kazanıldığı hallerde önem arz eden husus, bu hallerde tapu kütüğüne yapılan tescilin kurucu nitelikte değil, bildirici nitelikte olmasıdır. Bildirici tescilde ayni hak önceden kazanılmıştır; tescilin görevi ayni hakkın kazanılmasını sağlamak değil, ayni hakkın yeni sahibinin kim olduğunu bildirmektir.

TMK’nun 705. maddesinin ikinci fıkrasında hangi hallerin tescilden önce taşınmaz mülkiyetinin kazanılmasını sağlayacağı belirtilmiştir. Buna göre; miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemlerini yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.

Şu durumda, dava konusu taşınmazın dava dışı borçlu … adına olan tapu kaydının tapu iptal ve tescil davasında yapılan satış işleminin muvazaalı ve kötü niyetli bir işlem olduğu gerekçesiyle iptaline ve davacı … adına tesciline karar verildiği, verilen tescil kararının yukarıda anılan yasal düzenlemeler uyarınca kurucu nitelikte bir işlem değil bildirici nitelikte bir işlem olduğu ve davacı adına olan tapu kaydının davacı üzerinden gitmediği anlaşıldığına göre dava konusu taşınmaz üzerine…. İcra Dairesi’nin 2011/5303 esas sayılı ve …İcra Dairesi’nin 2010/28168 esas sayılı takip dosyalarında konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerekir. Mahkemece, yerinde olmayan gerekçe ile istemin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenler ile davacılar yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve davacılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 27.06.2016 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY YAZISI

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün onanması görüşünde olduğumdan Sayın Çoğunluğun bozma kararına katılmıyorum. 27/06/2016