YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİ

Tarih: 10.10.2017 Esas: 2016/15799 Karar: 2017/8863

Trafik Kazası Nedeniyle Maddi Tazminat – Araçtaki Değer Kaybı Kaza Tarihindeki Hasarsız 2. El Piyasa Değeri ile Onarımdan Sonraki 2. El Piyasa Değeri Arasındaki Fark Kriterine Göre Belirlenmelidir.

Özet:

Davacı, trafik kazası nedeniyle araçta meydana gelen değer kaybı ve araç mahrumiyet bedelinin tazmini talebinde bulunmuştur. Trafik kazası nedeniyle maddi tazminat davalarında, araçtaki değer kaybı; kaza tarihindeki hasarsız 2. el piyasa değeri ile onarımdan sonraki 2. el piyasa değeri arasındaki fark kriterine göre belirlenmelidir. Yerel mahkemece, açıklanan ilkeler ışığında araçtaki değer kaybının tespiti hususunda bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. 

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili; müvekkilinin kardeşi olan …’in sevk ve idaresindeki müvekkiline ait …plakalı aracın 03/12/2013 günü saat 15:30 sularında … İli, … İlçesi, … Caddesi üzerinde trafik kurallarına uygun bir şekilde seyir halinde iken, …’ın maliki olduğu ve …’ın sevk ve idaresinde bulunan …plakalı aracın … Caddesi Hükümet Konağı önünde durakladığı sırada arka sırada koltukta bulunan yolcunun inmek için sol arka kapıyı kontrolsüz açması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, karşı tarafın kusurlu olduğunu belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 2.000,00 TL araçta meydana gelen değer kaybı, 375,00 TL yoksun kalınan kar ve 279,05 TL tespit davası masrafının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalılar vekili davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine; davacı vekilinin araçtaki değer kaybına yönelik talebinin reddine, 112,50 TL yoksun kalınan kar bedelinin kaza tarihi olan 03/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …, … (…) ve …’dan müştereken ve müteselsil alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1- Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2- Dava, trafik kazası nedeniyle araçta meydana gelen değer kaybı ve araç mahrumiyet bedelinin tazmini istemine ilişkindir.

Mahkemece benimsenen bilirkişi raporlarında aracın daha önce kazaya karıştığı da dikkate alınarak değer kaybı meydana gelmeyeceği belirtilmiştir.

Hükme esas alınan bilirkişi raporlarında araçtaki değer kaybının tespiti, dairemizce değer kaybının belirlenmesi hususunda esas alınan, aracın kaza tarihindeki hasar görmemiş 2. el piyasa değeri ile kazadan sonra onarılmış haldeki 2. el piyasa değeri arasındaki fark kriterine uyulmaksızın değerlendirme yapıldığı ve denetime açık olmadığı anlaşılmıştır.

Araçta meydana gelen değer kaybının; aracın serbest piyasa koşullarına göre kaza tarihi itibariyle hasarsız haldeki ikinci el rayiç değeri ile aracın yaşı, özellikleri, hasar miktarı ve hasarlı kısımların özelliği ve daha önce karışmış olduğu kazada dikkate alınarak kazadan sonraki onarılmış halinin rayiç değeri tespit edilip bu iki miktar arasındaki azalmaya (farka) göre hesaplanması gerekir.

Bu durumda mahkemece yukarıda açıklanan ilkeler ışığında araçtaki değer kaybının tespiti hususunda yeniden bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

3- Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 10.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.