YARGITAY HUKUK GENEL KURULU
Tarih: 02.03.2005 Esas: 2005 / 18-59 Karar: 2005 / 130
Aidat Belirleme Gibi Olağan Yönetim İşlerine İlişkin Kat Malikleri Kurulu Kararı Yönetim Planı ile Çelişkili Olsa Bile İptal Edilmedikçe Kat Maliklerini Bağlar.
Özet:
Dava, ödenmeyen ortak onarım ve aidat giderlerinin tahsili istemine ilişkin olup kat malikleri kurulu kararına dayalı olarak açılmıştır. 634 SK’nın özel ve mutlak nisap öngördüğü hususlar dışındaki, aidatların belirlenmesi gibi mutad yönetim işlerine ilişkin kat malikleri kurulu kararı iptal edilmedikçe tüm kat maliklerini bağlar. Bu nevi kararlar yönetim planı ile çelişkili ise iptal davası açılabilir. Davaya dayanak kat malikleri kararı esas alınarak karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir.
Taraflar arasındaki “alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nce davanın reddine dair verilen 22.03.2004 gün ve 2003/870 E., 2004/352 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 18. Hukuk Dairesi’nin 24.06.2004 gün ve 2004/4735-5341 sayılı ilamı ile;
(…Dava, ödenmeyen ortak onarım ve aidat giderlerinin tahsili istemine ilişkin olup, kat malikleri kurulunun 29.01.2002 tarih ile 07.06.2002 tarihli kararları ile Kat Mülkiyeti Yasası’nın 20. maddesine dayalı olarak açılmıştır.
Davalı vekili savunmasında, yönetim planının 42. maddesinde her türlü giderlerden muaf tutulan dava konusu dükkanlar için gider istenemeyeceğini ve yapılan harcamaların lüks masraflar olduğunu ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Yönetime ait defter, kayıt ve belgelerin incelenmesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda, salt onarım giderleriyle ilgili olarak dava konusu iki bağımsız bölümün paylarına düşen toplam 523.529.412.-TL’nin ödenmediğinin tespit edildiği, işletme projesi olmadığından aidat borcunun hesaplanamadığı bildirilmiştir.
Mahkemece, dava konusu edilen 19 ve 23 nolu dükkan nitelikli bağımsız bölümlerin dosyada mevcut yönetim planının 42. maddesinin üç numaralı bendi hükmüne göre ortak giderlere katılmamaları gerektiği, buna aykırı olan kat malikleri kurulu kararının yok hükmünde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Oysa Yargıtay’ın kararlılık kazanmış uygulamalarında Kat Mülkiyeti Yasası’nın özel ve mutlak nisap öngördüğü hususlara ilişkin kararlar dışındaki, aidatların belirlenmesi gibi mutad yönetim işlerine ilişkin kat malikleri kurulu kararlarının iptal edilmedikçe yasanın 32. maddesinin ikinci fıkrasının buyurucu hükmü gereği olarak bütün kat maliklerini bağlayacağı kabul edilmektedir. Adi çoğunlukla alınabilen kararların, yönetim planı hükümleriyle çelişkili olması durumunda bunun iptalini, karara olumlu oylarıyla katılmayan maliklerden herbirisinin mahkemeden istemesi mümkündür. Nitekim somut olayda davaya dayanak yapılan kat malikleri kurulu kararlarının iptali istemiyle bir dava da açılmış olup, kararın yasaya ve yönetim planına uygunluğu o davada değerlendirilip tespit edilecektir. Müstakil bir davaya konu edilmiş hususun eldeki davada ayrıca irdelenmesi olası değildir. İptal istemiyle açılan davanın sonucuna göre bir hak doğarsa bunun geri istenebileceği de kuşkusuzdur. Öte yandan, Kat Mülkiyeti Yasası’nın 37. maddesine göre işletme projesinin kat malikleri kurulu kararıyla belirlenmiş olması halinde yöneticinin ayrıca bir işletme projesi hazırlamasına gerek olmayıp bu husustaki kat malikleri kurulu kararının doğrudan uygulanmaya konulması yeterlidir.
Açıklanan nedenlerle davaya dayanak yapılan kat malikleri kurulu kararı esas alınmak suretiyle aidatlara ilişkin istem yönünden de defter ve kayıtlar üzerinde inceleme ve değerlendirme yapan ek bilirkişi raporu alınıp önceki raporla birlikte değerlendirmek suretiyle davalının ödenmeyen boya, onarım ve aidat borçlarının ve buna bağlı gecikme tazminatının tespit edilip ulaşılacak bu miktarın tahsiline karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçelerle davanın reddi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz…)
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz Eden: Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının özel daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 02.03.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.