YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ
Tarih: 15.04.2019 Esas: 2016/2193 Karar: 2019/8709
Bir Avukat Yanında, Avukatlık Ortaklığı Veya Avukatlık Bürosunda Ücret Karşılığı Birlikte Çalışan Avukatlar Yönergesi, İşveren Açıldığı Bağlayıcı Değildir.
Özet:
Davacı işçi, davalıya ait Avukatlık bürosunda Avukat sıfatıyla 4857 sayılı yasaya tabi olarak çalışmış olup açmış olduğu bu dava ile prim alacağı talebinde bulunmuştur. Mahkemece isteğin kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasında yazılı bir iş sözleşmesi bulunmayıp prim uygulaması ve esaslarına dair karşılıklı anlaşmanın varlığı yöntemince ispatlanamamıştır. Bir Avukat yanında, Avukatlık ortaklığında veya Avukatlık bürosunda ücret karşılığı birlikte çalışan Avukatlar Yönergesi, işveren açısından bağlayıcı olmayıp sözü edilen yönerge hükümlerinin iş sözleşmesinin eki olarak kabul edildiğine dair bir anlaşmanın varlığı ortaya konulamamıştır. Davacının tanığı eşi olup salt sözü edilen tanığın anlatımına göre sonuca gidilmesi mümkün değildir. Bu nedenle ispatlanamayan prim alacağının reddi gerekirken yazılı şekilde kabulüne dair hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi süresi içinde duruşmalı olarak davalı vekili tarafından istenilmiş ise de; duruşma gününün taraflara tebliği için davetiyeye yapıştırılacak posta pulu bulunmadığından duruşma isteğinin reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi. gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; İşveren avukatın yanında 01.03.2012 -31.03.2014 tarihleri arasında (sigorta başlangıç 01.04.2012) şifahi olarak akdettikleri belirsiz süreli iş akdi gereği iş gören avukat olarak çalıştığını, şifahi anlaşma gereği 01.01.2014 tarihi itibariyle net 2.500.00 TL maaş tahsilat ve kanuni avukatlık ücretleri üzerinden net % 10 prim olmak üzere belirlenen ücretin ödenmesi konusunda anlaştıklarını, Ocak 2014 maaşının 3.400.00 TL olarak tarafına ödendiğini, bunun 2.500,00 TL.sinin maaş, 900,00 TL.sinin prim olarak ödendiğini, Şubat 2014 maaşının 2.900,00 TL olarak tarafına ödendiğini, bunun 2.500,00 TL.sinin maaş, 400,00TL’sinin prim olarak ödendiğini, işveren avukatla arasındaki uyuşmazlığın kaynağını 28.02.2014 tarihinde borçlular tarafından işveren avukatın hesabına yapılan toplam 200.000,00TL ödemenin oluşturduğunu, bu ödemenin borçlular … San. ve Tic. A.Ş., … Gıda Paz. Tic. ve San. A.Ş., … Gıda Yatırım San. ve Tic. A.Ş. tarafından yapıldığını, bu tahsilatlar neticesinde müvekkil … Ambalaj ve Kağıt San. A.Ş.ye net 63.000,00 TL. tahsilat vekalet ücreti makbuzu kesildiğini, bu ödemelerin dayanağı oluşturan icra dosyalarında tüm işlemlerin bizatihi tarafınca yürütüldüğünü, işveren avukat tarafından bu dosyalardan tahsil edilen rakam, toplamda kanuni vekalet ücreti net 163.264,00 TL. ve toplam tahsilat vekalet ücreti net 63.300,00 TL. olmak üzere toplamda 226.564,00 TL. olduğu tarafına ödenmesi gereken rakamın toplam tahsilatın net % 10’u olan 22.656,00TL olduğunu, bu rakamın 2.000,00 TL.sinin işveren avukat tarafından 04.03.2014 tarihinde hesabına havale yapıldığını, işveren avukattan bakiye 20.656,00 TL. prim alacağı bulunduğunu, primlerini talep etmesi üzerine iş akdinin işveren avukatça 31.03.2014 tarihinde ihbar ve kıdem tazminatına istinaden toplam 10.000,00 TL. ödeme yapılarak sona erildiğini beyanla şimdilik bakiye 20.656,00 TL. prim alacağının temerrüt tarihi olan 07.04.2014 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte alacağı olduğunu ileri sürerek; davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Vekilinin Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davacı ile müvekkili arasında prim ödeneceğine dair akdedilmiş herhangi bir yazılı sözleşmenin mevcut olmadığını, davacı tarafın 02.04.2012-31.03.2014 tarihleri arasında müvekkili yanında çalıştığını, davacının kendi isteği ile işten ayrıldığını, davacının müvekkili yanında sadece maaş esası üzerinden çalışmaya başladığını ve 01.04.2014 tarihine kadar aylık 1.200,00 TL. maaş ödenmesi hususunda tarafların mutabık kaldığını, taraflar arasında % 10 prim ödeneceğine dair herhangi bir sözleşme olmadığını, davacının 01.10.2013 tarihli Yönergenin ilgili maddelerine dayandığı, davacının maaş miktarı ve prim ödemeleri olarak belirttiği kalemlerin gerçek durumla alakası olmadığını, zira banka dekontlarında belirtilen meblağların çoğunun dosyaların yürütülmesi/takibi için gerekli olan masrafların fazlasıyla çalışan avukatlara verildiğini, banka dekontları ve ilgili belgeler incelendiğinde yapılan ödemelerin prim ödemeleri olduğuna dair hiç birinde açıklama bulunmadığını, davacının dosyaya sunduğu belgelerin kendisinin prime hak kazandığını ispat eder nitelikte belge olmadığını, davacının prime hak kazandığını iddia ettiği dosyaların bir çoğunun davacının liseye devam ettiği yıllarda müvekkilinin bizzat takip ettiği dosyalar olduğunu, davalı müvekkilinin dava dışı müvekkili … Ambalaj ve Kağıt San. A.Ş.’nin borçlarına ait icra dosyalarından doğan kanuni vekalet ve tahsilat vekalet ücretinin yüksek olmasından dolayı davacının kısa sürede ve hak etmediği şekilde para kazanma hırsına yenik düşmesine neden olduğunu, derdest davanın özünün 01.10.2013 tarihli “Ücret Karşılığı Birlikte Çalışan Avukatlar Yönergesi” olduğunu, davaya dayanarak yapılan yönergenin 01.10.2013 tarihinden kabul edildiğini, söz konusu yönergenin kapsamına 01.10.2013 tarihinden sonra hukuk bürolarına alınan ve çalışan avukatın bizzat yürüttüğü işlerin girdiğini, yönergenin yasa hükmünde olmadığını, Yönergede açıkça ifade edilen “Bizzat Yürütme” hususu açısından davacının bizzat yürüttüğü hiçbir iş/dosya bulunmadığını, davacının ruhsatını aldıktan sonra çalışmaya başladığını, tecrübesiz olduğunu, büroda başka tecrübeli avukatların da çalıştığını savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davacının eşinin tanık olarak verdiği beyanlara dayalı olarak ve dosya kapsamından davacının icra tahsilatlarının ve kanuni vekalet ücretinin %10 şeklinde ödeme yapılacağına dair anlaştıklarını bu nedenle davanın kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Karar süresinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
Davacı işçi, davalıya ait Avukatlık bürosunda Avukat sıfatıyla 4857 sayılı yasaya tabi olarak çalışmış olup açmış olduğu bu dava ile prim alacağı talebinde bulunmuştur. Mahkemece isteğin kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında yazılı bir iş sözleşmesi bulunmayıp prim uygulaması ve esaslarına dair karşılıklı anlaşmanın varlığı yöntemince ispatlanamamıştır. Bir Avukat yanında, Avukatlık ortaklığında veya Avukatlık bürosunda ücret karşılığı birlikte çalışan Avukatlar Yönergesi, işveren açısından bağlayıcı olmayıp sözü edilen yönerge hükümlerinin iş sözleşmesinin eki olarak kabul edildiğine dair bir anlaşmanın varlığı ortaya konulamamıştır. Davacının tanığı eşi olup salt sözü edilen tanığın anlatımına göre sonuca gidilmesi mümkün değildir. Bu nedenle ispatlanamayan prim alacağının reddi gerekirken yazılı şekilde kabulüne dair hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
F) SONUÇ:
BOZULMASINA, öncedenin yapıldı temyiz harcının talebi, ilgiliye iadesine, 15/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.