YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ
Tarih: 28.12.2017 Esas: 2016/25733 Karar: 2017/16414
Borçlunun MERNİS Adresine TK’nun 21/2. maddesi Kapsamında Tebligat Çıkarılabilmesi İçin Daha Önce Ödeme Emrinin Gönderildiği Adresin Bilinen En Son Adres Olması Yeterli Olup MERNİS Adresi Olması Koşul Değildir.
Özet :
Alacaklı, borçlulara gönderilen ödeme emirlerinin bila tebliğ dönmesi üzerine MERNİS adreslerine 7201 SK’nun 21. maddesine göre tebligat yapılması yönündeki taleplerinin icra müdürlüğünce reddedildiğini ileri sürerek müdürlük işleminin iptali talebinde bulunmuştur. Borçlunun MERNİS adresine anılan kanunun 21/2. maddesi uyarınca tebligat çıkarılabilmesi için daha önce ödeme emrinin gönderildiği adresin bilinen en son adres olması yeterlidir. MERNİS adresi olması koşul değildir. Dosya kapsamından, borçluların en son bilinen adreslerine gönderilen tebligatın bila tebliğ döndüğü anlaşılmaktadır. Bu durumda, alacaklı vekilinin talebinin kabulü gerekirken, icra müdürlüğünce reddedilmesi hatalıdır. Açıklanan nedenlerle şikâyetin kabulü gerekir.
Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan icra takibinde, alacaklının icra mahkemesine yaptığı başvuruda; aleyhlerine takip yapılan borçlulara gönderilen ödeme emirleri bila tebliğ iade edildiği için, anılan borçluların MERNİS adreslerine TK’nun 21/2. maddesine göre tebliğ yapılması isteminin icra müdürlüğü tarafından reddedilmesi üzerine, anılan müdürlük işleminin iptali için icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece; MERNİS adresine tebligat yapılabilmesi için, TK’nun 21/1. maddesine göre tebligat gönderilen ilk adresin MERNİS adresi olması gerektiği, MERNİS adresine TK’nun 21/1. maddesine göre tebligat gönderilmeden aynı adrese TK’nun 21/2. maddesine göre tebligat yapılamayacağı anlaşılmakla, icra müdürlüğünün 18/05/2016 tarihli kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle açılan davanın reddine karar verildiği görülmektedir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Bilinen Adreste Tebligat” başlıklı 10/1. maddesinde; ‘’Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartıyla her yerde tebligat yapılması caizdir’’ hükmü yer almaktadır.
11.01.2011 tarihinde 6099 Sayılı Kanunun 3. maddesiyle eklenen aynı Kanunun 10/2. maddesine göre ise; ‘’Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.’’ Aynı Yasa’nın “Tebliğ İmkansızlığı Ve Tebellüğden İmtina” başlıklı 21. maddesine, 6099 Sayılı Kanunun 5. maddesiyle eklenen 21/2. maddesinde de; “Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru, tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır’’ hükmüne yer verilmiştir.
Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesinde de; ‘’Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Ayrıca başkaca adres araştırması yapılmaz. 79’uncu maddenin ikinci fıkrasına göre renkli bastırılan tebligat zarfında, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilir’’ düzenlemesi öngörülmüştür.
Somut olayda, borçlu … ’a ilişkin örnek 10 ödeme emrinin; borçlunun … Mah…… Sok…. şeklindeki adresine gönderildiği, tebliğ memurunca; “Evrak üzerinde T.C. Kimlik numarası bulunmadığı için MERNİS kayıtlarına bakılamadı. Gösterilen adreste çalışana sorulduğu, muhatabın tanınmadığı ve evrakın merciine iade edildiği” şerhi ile 14.05.2016 tarihinde bilâ tebliğ iade edildiği görülmektedir. Borçlu … ’na ilişkin örnek 10 ödeme emrinin ise anılan borçlunun … Mah. … Sok. … şeklindeki adresine gönderildiği, tebliğ memurunca; “Adrese gidildiği, muhatabın tanınmadığı” şerhi ile 16.05.2016 tarihinde bilâ tebliğ iade edildiği görülmektedir. Dolayısıyla, borçluların, takip talebinde ve ödeme emrinde bilinen en son adreslerine, yukarıda ifade olunduğu üzere 7201 sayılı TK’nun 10/1. maddesi uyarınca ödeme emirlerinin normal yolla tebliğe gönderildiği, ancak ödeme emirlerinin bilâ tebliğ iade edilmesi nedeniyle, alacaklı tarafından, aynı Kanun’un 10/2. maddesi yollamasıyla uygulanması gereken TK’nun 21/2. maddesine göre tebligat çıkarılmasının istenmesi usul ve yasaya uygun olup, borçlulara, TK’nun 21/2. maddesi gereğince tebligat çıkartılabilmesi için daha önce ödeme emirlerinin gönderildiği adreslerin, borçluların bilinen en son adresleri olması yeterli olup, MERNİS adresleri olma zorunluluğu bulunmamaktadır.
O halde, mahkemece, alacaklının şikayetinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.