YARGITAY 9.HUKUK DAİRESİ

Tarih: 13.12.2018 Esas: 2018/8461 Karar: 2018/23198

Bozmadan Sonra Islah Yapılamaz.

Özet:

Bozmadan sonra ıslah yapılıp, yapılamayacağı hususunda Yargıtay Hukuk Daireleri arasındaki içtihat uyuşmazlığının giderilmesi amacı ile içtihatların birleştirilmesi gündeme gelmiş, konu Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu’nda değerlendirilmiş ve Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu’ nun 06.05.2016 tarih ve 2015/1 E. 2016/1 K. sayılı kararı ile “ Her ne sebeple verilirse verilsin bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına dair 04.02.1948 tarih ve 1944/10 E. 1948/3 K. sayılı YİBK.nın değiştirilmesine gerek olmadığına” karar verilmiştir. 

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : ALACAK 

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

A) Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili özetle; davacının davalıya ait işyerine yemek, çay dağıtımı ve temizlik işlerini yapmak üzere 13.07.2009 tarihinde çalışmaya başladığını, iş akdinin feshedildiği 25.07.2014 tarihe kadar aralıksız çalıştığını, davacının son olarak 1.000,00 TL. net ücret aldığını, işyerinde bir öğün yemek verildiğini, haftada 6 gün 08:00-19:00 saatleri arasında çalışma olduğunu, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde aynı şekilde çalışma yapıldığını, ücretinin ödenmediğini, dini bayramlarda çalışılmadığını ancak çalışılmayan dini bayram günlerine ait süreler için diğer günler saat 19: 00’ dan sonra çalıştırılmak sureti ile telafi edildiğini ve ayrıca ücret ödenmediğini, yıllık izinlerin kullandırılmadığını, asgari geçim indirimi alacaklarının da ödenmediğini, davacının kullanmadığı yıllık izinlerine ait ücretlerini, fazla mesai ve genel tatil günlerinde yapılan çalışma ücretlerinin ödenmesini talep ettiği için iş akdinin feshedildiğini iddia ederek; kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti ve asgari geçim indirimi alacaklarının faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

B) Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili özetle; açılan davanın belirsiz alacak davası olarak ikame edilmesinin mümkün olmadığını, davanın hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiğini, davacının davalıya ait işyerinde 16.11.2012-26.07.2013 tarihleri arasında toplam 8 ay 10 gün süre ile vasıfsız eleman olarak çalıştığını, davacının davalı şirketteki çalışmalarının tamamının SGK’ya bildirildiğini davacının başkaca çalışması olmadığını, davacının memleketi Giresun’da fındık bahçesi olduğundan bahisle fındık toplamaya gideceğim diyerek işten ayrıldığını, davacı davalı işyerinde 8 ay 10 gün süreyle çalıştığından 1475 sayılı İş Kanunu 14. maddesi ve 4857 sayılı yasa hükümlerine göre davacının kıdem tazminatı, ihbar tazminatı hakları için aranan şartların oluşmadığını, izin hakkının da doğmadığını, davacının ücretinin iddia edildiği gibi net 1.000,00 TL. olmadığını 981,00 TL. brüt olduğunu, davacının tüm ödemelerinin banka vasıtası ile yapıldığını, tûm resmi ve dini bayram tatillerinde çalışma yapılmadığını, davacının fazla çalışma ve hafta tatili ücretlerinin ödendiğini, davalı işyerinde 08:30 – 18:30 saatleri arasında ve 1.5 saat ara dinlenme verilerek çalışıldığını, cumartesi günleri saat 12:00’ye kadar çalışıldığını, davalı şirkette fazla çalışma ücretlerinin banka yolu ile ödendiğini, davacının asgari geçim indirimi alacaklarının da banka aracılığı ile ödendiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.

C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece ”dava dilekçesinin yetki yönünden REDDİ ile Mahkemenin Yetkisizliğine” dair verilen karar davalı tarafından temyizi üzerine Dairemizce özetle ve sonuç olarak; “Davalının ikametgah adresi Bayrampaşa olup, Eyüp Ağır Ceza Mahkemesinin yargı çevresi İstanbul adliyesine bağlandığından, İstanbul İş Mahkemesi yetkilidir. Mahkemece işin esasına girilerek, karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmesi bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.

Mahkemece bozmaya uyularak davanın esasına girilmiş ve yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

D) Temyiz:

Kararı, davalı temyiz etmiştir.

E) Gerekçe:

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplerle kararın bozmaya uygun olmasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2- Taraflar arasında bozmadan sonra ıslah yapılıp yapılamayacağı ihtilaflıdır.

Mahkemenin ilk kararı davalının temyizi üzerine Dairemizce bozulmuştur. Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sırasında davacı vekili ıslah dilekçesi ile talebini artırmış, Mahkemece ıslaha değer verilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bozmadan sonra ıslah yapılıp, yapılamayacağı hususunda Yargıtay Hukuk Daireleri arasındaki içtihat uyuşmazlığının giderilmesi amacı ile içtihatların birleştirilmesi gündeme gelmiş, konu Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu’nda değerlendirilmiş ve Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu’ nun 06.05.2016 tarih ve 2015/1 E. 2016/1 K. sayılı kararı ile “ Her ne sebeple verilirse verilsin bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına dair 04.02.1948 tarih ve 1944/10 E. 1948/3 K. sayılı YİBK.nın değiştirilmesine gerek olmadığına” karar verilmiştir.

Yargıtay Kanunu’ nun 45/5. maddesi “ İçtihadı birleştirme kararlarının benzer hukuki konularda Yargıtay Genel Kurullarını, Dairelerini ve Adliye Mahkemelerini bağlayacağı “ hükmünü içermektedir.

Yargıtay Kanunu’nun 45/5. maddesi karşısında Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu’ nun bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına ilişkin 06.05.2016 tarih ve 2015/1 E. 2016/1 K. sayılı kararına göre bozmadan sonra yapılan ıslaha değer verilmesi hatalı olup, hükmün bozulması gerekmiştir.

F)Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.