YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ

Tarih: 07.02.2019 Esas: 2019/494 Karar: 2019/3016

Fazla Çalışma Ücretinin İşe Giriş Çıkış Kayıtları İle İspatı

Özet:

Davacı kayıtlarının her ne kadar sonradan oluşturulabileceği iddia etmişse de sunulan kayıtlar her biri farklı çalışma saatlerini içerdiği ve sayısal çoğunluğu dikkate alındığında saat, dakika ve saniye taşıyan bu kayıtların sonradan oluşturulup denkleştirilmesi mümkün görülmediğinden, davacının “sonradan düzenlenebilir” iddiasının usulünce kanıtlanamadığı anlaşılmakla kayıtlı dönem için kayda itibar edilmesi, giriş-çıkış kaydı olmayan dönem için tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekirken davacının soyut iddiasına itibarla sadece tanık beyanlarına dayanan hesaplamanın kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI 

A) Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili, davalı işyerinde çalışmaya başladığını, 2009 yılından itibaren yapılan görev değişikliği ile daha yoğun olarak çalışmaya başladığını, iş akdinin feshi öncesinde yoğun psikolojik baskıya uğradığını, müvekkiline malzeme ambarı şefliği yanında ürün ambarı şefliği görevini de icra etmeye başladığını fakat aylık ücretinde herhangi bir değişiklik olmadığını, haksız yere işten çıkarttığını fazlaya ilişkin talep ve dava haklarını saklı tutarak işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

B) Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili, davacının işten çıkmasında kendi kusurlu hareketlerinin sebep olduğunu, herhangi bir baskı uygulanmadığını, kendisinin huzursuzluk çıkardığını, fazla mesai iddialarının gerçek dışı olduğunu, taleplerin bir kısmının zamanaşımına uğradığını, Nisan ayı maaşından yapılan kesintinin daha sonra ödendiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.

C) Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, bu karar taraf vekillerinin temyizi üzerine Dairemizin … Esas 2018/11600 sayılı ilamı ile özetle ve sonuç olarak “Yapılan yargılama sırasında iki kez farklı bilirkişilerden rapor alınmış olduğu, kararın gerekçesinin yazımında ise hüküm kısmında denetime elverişli olmayan ilk bilirkişi raporundaki rakamlar esas alındığı halde, denetime elverişli ve dosya kapsamına uygun olan 23.06.2014 tarihli rapora göre gerekçe oluşturulmuştur.

HMK.nun 297/1-(c) bendi gereğince mahkemece gerekçe oluşturulurken delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi sabit görülen vakılarla bunlardan çıkarılacak sonuç ve hukukî sebeplerin belirtilmesi de gerekirken, mahkemece her iki rapor tartışılıp, değerlendirilmeden ve hangi rapora değer verildiği belirtilmeden çelişki oluşturacak şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. ” gerekçesiyle bozulmuştur.

Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

D) Temyiz:

Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.

E) Gerekçe:

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2-Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucu tanık beyanlarına itibarla oluşturulan rapora göre hüküm kurulmuştur.

Dava dilekçesinin 7. sayfasının sonundaki fazla mesaiye ilişkin açıklamalarda işyerine giriş çıkış yapılırken kart kullanıldığı, giriş-çıkışların kayıt altına alındığı, giriş-çıkış kayıtları istenildiğinde ne kadar fazla mesai yapıldığı ortaya çıkacağı belirtilmiştir.

Davalı işveren 01.01.2009 tarihinden itibaren işe giriş-çıkış kayıtlarını sunmuştur.

Davacı kayıtlarının her ne kadar sonradan oluşturulabileceği iddia etmişse de sunulan kayıtlar her biri farklı çalışma saatlerini içerdiği ve sayısal çoğunluğu dikkate alındığında saat, dakika ve saniye taşıyan bu kayıtların sonradan oluşturulup denkleştirilmesi mümkün görülmediğinden, davacının “sonradan düzenlenebilir” iddiasının usulünce kanıtlanamadığı anlaşılmakla kayıtlı dönem için kayda itibar edilmesi, giriş-çıkış kaydı olmayan dönem için tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekirken davacının soyut iddiasına itibarla sadece tanık beyanlarına dayanan hesaplamanın kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

F) SONUÇ:

Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 07.02.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.