YARGITAY HUKUK GENEL KURULU

Tarih: 22.12.2004 Esas: 2004 / 9-774 Karar: 2004 / 754

Gazetecinin % 5 Fazla Ödemeye Tabi İşçilik Alacaklarını Uzun Süre Talep Etmeyip Sonuçlarından Yararlanması İyi Niyet Kuralları ile Bağdaşmaz.

Özet:

Davacı gazeteci, iş akdinin feshedilmesi üzerine işçilik alacaklarının tahsilini talep etmiştir. Gazetecilere ücretlerini zamanında vermeyen işverenler, bu ücretleri geçecek her gün için % 5 fazlasıyla ödemek zorundadır. Ancak gazetecinin ücretlerini zamanında istemeyerek kusurlu davranması halinde söz konusu hakkının sonuçlarından yararlanması iyi niyet kuralları ile bağdaşmaz. Eldeki davada fesihten onaltı ay sonra dava açılmıştır. % 5 fazla ödeme alacağın artmasında etkili olmuştur. Bu nedenle mahkemece yapılan indirim oranı azdır.

Taraflar arasındaki “alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 5. İş Mahkemesi’nce davanın kısmen kabulüne dair verilen 16.02.2004 gün ve 2003/1148 E., 2004/146 K. sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 31.05.2004 gün ve 2004/9996-13150 sayılı ilamı ile;

(…1- Vekaletnamesindeki yetkiye istinaden temyiz isteminden vazgeçmiş olduğundan davacı vekilinin temyiz isteminin HUMK 432/4. maddesi uyarınca REDDİNE,

2- Davalının temyizine gelince;

a) Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

b) Davalı işverenlerce, Basın İş Yasası’nın 5. maddesi uyarınca 02.11.2001 tarihinde 30 günlük önel verilerek iş sözleşmesinin feshedildiği ve davacıya önel kullandırıldığı anlaşıldığından, 30 günlük süre üzerinden hesaplanan ihbar tazminatına karar verilmesi hatalıdır.

c) Mahkemece, Basın İş Yasası’na tabi olarak çalışan davacının çalıştığı yaklaşık 3 yıl için 232.711.947.454.-TL olarak hesaplanan fazla mesai % 5 fazlası ve 14.977.249.991.-TL ulusal bayram ve genel tatil % 5 fazlası alacaklarından % 80 oranında indirim yapılarak hüküm kurulmuştur. Dairemizce de benimsenen Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 24.12.1973 gün ve 1973/4 E., 1973/6 K. sayılı kararında, “yüzde beş fazla ödemeye tabi işçilik alacaklarının uzun süre talep edilmemiş olması durumunda gazetecinin bu durumdan yararlanmasının iyi niyet kuralları ile bağdaşmayacağı” vurgulanmıştır. Somut olayda davacı fesihten yaklaşık 16 ay sonra dava açmış olup, talep ettiği % 5 fazla ödeme alacağının artmasında etkili olmuştur. Bu nedenle yapılan indirim oranı az bulunmuştur. Mahkemece somut olayın özelliği ve anılan İçtihadı Birleştirme Kararı dikkate alınarak daha yüksek bir oranda indirim yapılarak sonuca gidilmelidir…)

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Temyiz Eden: Davalılar vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve direnme kararının verildiği tarih itibariyle H.U.M.K.’nun 2494 Sayılı Yasa ile değişik 438/II. fıkrası hükmü gereğince duruşma isteğinin reddine karar verilip dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ: Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının özel daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 22.12.2004 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

Dava, 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun’un 14. maddesinin uygulanmasından kaynaklanan ücretlerin süresinde ödenmemesi nedeniyle günlük % 5 fazlasıyla ödenmesine ilişkindir.

Mahkemece, bilirkişinin sunduğu rapora göre; davanın kısmen kabulü ile dava konusu edilen ulusal bayram, genel tatil ile fazla çalışma ücretleri ve bunların % 5 fazla ödeme alacağından kendiliğinden % 80 indirim yapılarak toplam 56.667.791.902.-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi üzerine hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Yüksek dairece yapılan incelemede; davacı fesihten itibaren 16 ay sonra dava açtığını, böylece % 5 fazla ödeme alacağının artmasında etkili olduğunu, 24.12.1973 gün ve 1973/4 Esas, 1973/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nda “% 5 fazla ödemeye tabi işçilik alacaklarının uzun süre talep edilmemiş olması durumunda gazetecinin bu durumdan yararlanmasının iyi niyet kuralları ile bağdaşmayacağını” vurguladığını, bu bakımdan yapılan % 80 indirimin az olduğunu gerekçe göstermek suretiyle hüküm bozulmuştur.

Mahkemece, ulusal bayram, genel tatil ve % 5 fazlası alacaklar yönünden kararda direnmiştir.

Somut olayda, davacı, davalı tarafa ait işyerinde Basın İş Yasası hükümlerine göre, 01.01.1999 tarihinde işe başlamış ve 22.02.2000 tarihine kadar kadrosuz, bu tarihten sonra ise, kadrolu olarak muhabir-kameraman sıfatıyla çalıştığı anlaşılmıştır. Dosyadaki bilgilere göre davacının işine 13.12.2001 tarihinde son verilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşme 22.02.2000 tarihinde yazılı olarak yapılmıştır. Ücretin her ay peşin olarak ödeneceği kararlaştırılmıştır. Davacı, 21.04.2003 günü noterden gönderdiği ihtarnamede günlük % 5 fazlası dahil olmak üzere ihtarnamede belirtilen TL’nin tebliğ tarihinden itibaren 2 iş günü içerisinde ödenmesini, aksi halde dava açacağını bildirmiştir. Anılan ihtarname davalı taraflara 28.04.2003 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı taraf buna karşın ödemede bulunmamıştır. Davacının çalışma süresinin 2 yıl, 11 ay, 13 gün olduğu saptanmıştır.

5953 Sayılı Yasanın 14. maddesinde, “kararlaştırılan ücret her ay peşin olarak ödenir. İlave ücretlerin sigorta priminin ödenmesi mecburidir. Gazetecilere ücretlerini vaktinde ödemeyen işverenler, bu ücretleri geçecek her gün için % 5 fazlasıyla ödemeye mecburdur” hükmü yer almaktadır. Yasada belirtilen gazeteci, bizzat bu alanda çalışan (muhabir, fotoğrafçı, TV çekimcisi vb.) fikir işçileridir. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin ücretin geç istenmesinin iyi niyet kuralları ile bağdaşmadığına karar vermesi üzerine, Yargıtay’ca az önce açıklanan 24.12.1973 günlü İçtihadı Birleştirme Kararı ile ücretin geç ödenmesi halinde % 5 fazla ödeme hükmünün kamu düzenini ilgilendirdiği, ancak gazetecinin ücretlerini zamanında istemeyerek kusurlu davranması halinde kıyas yoluyla B.K.’nun 44. maddesine göre indirim yapılması gerektiği sonucuna varılmıştır.

Fikir işçisi olan ve ücretleri ile geçimini sağlayan gazetecinin, salt gecikme ücreti almak için ay başında ücretini istemediği ve almadığı yaşamın olağan akışı ile bağdaşmaz. Günümüzde, gelişen teknolojinin de yardımı ile kayıtların tutulması çok kolaylaşmıştır. İşyerlerinde, kimlerin nerede, hangi saatlerde çalıştıkları, ne işi yaptıkları, ücretleri, kesintileri vb. kayıtları ayrıntılı biçimde tutulmaktadır.

Ülkemizde işsizlik oranının çok yüksek olduğu, basın sektöründeki “tekelleşme” sonucu çok sayıda basın çalışanının işini kaybettiği bilinen bir gerçektir. Bu nedenle, ücretini zamanında alamayan bir basın çalışanından, işverene ihtarda bulunmasını beklemek kendi isteğiyle işsizliği seçmesini isteme anlamına gelir. İş güvencesinin olmadığı bir ortamda, bir çalışandan bu cüreti beklemek pek mümkün görülmemektedir. Çünkü bu gibi çalışanlar her zaman işten atılma, işsiz kalma ve benzeri işyeri tarafından işe alınmama endişesi ile karşı karşıyadırlar.

5953 Sayılı Yasanın 14. maddesinin amacı, basın çalışanına haksız bir kazanç sağlamak değil, ücretinin zamanında ödenmesini güvence altına almaktır. Bunu sağlamak düşüncesi ile % 5 fazlasıyla ödeme biçiminde bir yaptırım öngörülmüştür. Ücretin geç ödenmesi halinde öngörülmüş olan % 5’lik fazla ödeme, bir tazminat olmayıp ücret alacağıdır. Zamanında ödenmeyen ücretlere % 5 oranında fazla ödeme yapılması sonucu hesaplanan ücretlerin çok yüksek miktarlara ulaşması karşısında Yargıtay’ca “hakkaniyet indirimi” uygulanarak sorunun çözülmesi yoluna gidilmiştir. Ne var ki, basın çalışanının, ücretini zamanında istemeyerek miktarının artmasına neden olduğu için % 80 oranında kusurlu sayılmasını yeterli görülmeyerek, kusur oranının daha da artırılmasını istemek de; “hakkaniyet, hak ve adalet kuralları” ile bağdaştırılamayacağı gibi yargıya olan güveni de sarsar. Kaldı ki, davalı işverenler de; davacının hesaplanan alacaklarını işe girdiği 01.01.2000 tarihinden itibaren ödemeyerek davacıyı çalıştırmaya devam ettiklerine göre, kendileri de % 5 fazla ödeme alacağının artmasında etkili oldukları bir gerçektir. Buna karşın mahkemece, tarafların eşit oranda kusurlu oldukları gözetilerek % 50 yerine, % 80 oranında indirim yapılması yoluna gidilmiştir. Daha fazla bir indirim yapılması, yasa maddesinin konuluş amacına aykırı düştüğü gibi, alacağın tamamen ortadan kaldırılması sonucunu doğurur. Öte yandan bu husus tamamen takdire dayalı olup, mahkemelerce eşit kusurlu olma halinde % 50 ile % 100 arasında yapılacak bir takdirle her zaman bir dengeyi sağlamayacak ve eşitsizliğe yol açacaktır. Bu da ayrı bir sorun yaratır. Gerçekçi bir çözüm; bu konuda yeni bir yasal düzenleme yapmaktan geçer.

Açıklanan nedenlerle, yerel mahkeme kararının onanması görüşünde olduğumuzdan sayın çoğunluğun bozma kararına katılmıyoruz.

                     Yusuf ULUÇ                                 Mustafa KICALIOĞLU

  1. Hukuk Dairesi Üyesi                         4. Hukuk Dairesi Üyesi