YARGITAY 12.HUKUK DAİRESİ

Tarih: 12.05.2016 Esas: 2016 / 598 Karar: 2016 / 14019

Genel Haciz Yoluyla Takip Yapılmış Ancak Takip Kesinleşmeden Borçlunun Mallarına İhtiyati Haciz Konulmuş ve Ödeme Emrine İtiraz Edilmiş ise Alacaklı İtirazın Tebliğinden İtibaren Yedi Gün İçinde İtirazın Kaldırılması veya İptali Yoluna Gitmek Zorundadır; Aksi Halde İhtiyati Haciz Hükümsüz Kalır.

Özet:

Borçlu, genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibinden sonra alınan ihtiyati haciz kararı üzerine malvarlığına haciz konulduğunu, ödeme emrine süresinde itiraz ettiğini, itirazın alacaklıya tebliğ edildiği halde alacaklının süresinde itirazın kaldırılması veya itirazın iptali davası açmadığını, bu nedenle ihtiyati haczin hükümsüz kaldığını iddia ederek ihtiyati haczin kaldırılması talebinde bulunmuştur. İhtiyati haciz konulmasından sonra ödeme emrine itiraz edilmiş ise alacaklının itirazın tebliğinden itibaren yedi gün içinde itirazın kaldırılması veya iptali yoluna gitmesi gerekir. Aksi halde ihtiyati haciz hükümsüz kalır. Açıklanan nedenlerle, yasal sürede itirazın iptali davası açılıp açılmadığı araştırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, evrak üzerinde inceleme ile yetinilerek eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi hatalıdır. 

Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibinde, alınan ihtiyati haciz kararı üzerine mal varlığına haciz konulan borçlunun, ödeme emrine süresinde itiraz ettiğini ve itirazın alacaklıya tebliğ edildiği halde İİK’nun 264/2. maddesi uyarınca alacaklının süresinde itirazın kaldırılması veya itirazı iptali davası açmadığını, bu nedenle ihtiyati haczin hükümsüz kaldığını ileri sürerek ihtiyati haczin kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece talebin kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.

Borçluya karşı genel haciz yolu ile takip yapmış olan alacaklı, takip kesinleşmeden (kendisine kesin haciz isteme yetkisi gelmeden, m. 78) önce, hakkını tehlikede görmüş ve (aynı alacak için) borçluların mallarına ihtiyati haciz koydurtmuş olabilir. Bu halde alacaklının artık yeni bir takip talebinde bulunmasına (m. 264,1) gerek yoktur. Fakat alacaklı, m. 264/2’deki sürelere uymak zorundadır; aksi halde ihtiyati haciz hükümsüz kalır. (md. 264/4). Buna göre borçlular ödeme emrine itiraz ederse, bu itiraz alacaklıya hemen tebliğ olunur.

Alacaklı itirazın kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde ya icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istemek (m. 68-70) veya mahkemede itirazın iptali davası açmak (m. 67) zorundadır (m. 264,2 c.1 ve c.2). İcra mahkemesi itirazın kaldırılması talebini redderse, alacaklının, bu ret kararının tefhim veya tebliğinden itibaren yedi gün içinde genel mahkemede borçluya karşı alacak davası açması gerekir (m. 264/2, c.3) (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, syf. 913 vd.).

Alacaklının bu müddetleri geçirmesi veya davasından veya talebinden vazgeçmesi veya takip talebinin yasal sürenin geçmesi nedeniyle düşmesi veya HMK’nun 150. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılması ya da davada haksız çıkması hallerinde ihtiyati haciz hükümsüz kalır (İİK.nun 264/4). Bu kural; icra takibi öncesinde alınan ihtiyati haciz kararları için geçerli olduğu gibi, icra takibi başladıktan sonra alınan ihtiyati haciz kararları için de uygulanır.

Somut olayda; alacaklı tarafından 28.05.2015 tarihinde başlatılan takipte, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/522 D.İş sayılı dosyasından 01.06.2015 tarihli ihtiyati haciz kararı alınarak alacaklının istemi ile 04.06.2015 tarihinde ihtiyati haciz müzekkereleri yazıldığı, ödeme emrinin borçlu …’na 02.06.2015 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine adı geçen borçlunun aynı tarihte ve yasal süresinde ödeme emrine itiraz ettiği, itiraz dilekçesinin 01.07.2015 tarihinde alacaklı vekiline tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.

Alacaklı vekilinin, itirazın tebliği üzerine 08.07.2015 tarihinde yasaya uygun olarak …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/593 Esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açtıklarını beyanla bu konuda harç makbuzu ve sair belgeleri sunarak hükmü temyiz ettiği görülmektedir.

O halde; mahkemece alacaklının itirazın iptali istemi ile mahkemeye yaptığı başvuruya ilişkin …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/593 Esas sayılı dosyası getirtilip incelenerek alacaklının, İİK’nun 264/2. maddesinde öngörülen 7 günlük sürede itirazın iptalini isteyip istemediği belirlenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, evrak üzerinde inceleme ile yetinilerek eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.