YARGITAY 11.HUKUK DAİRESİ
Tarih: 03.03.2005 Esas: 2004 / 5273 Karar: 2005 / 2028
Haksız Rekabet – Manevi Tazminat
Özet:
Davacı TSE, adına tescilli “TSE” markasının haksız kullanımından kaynaklanan tecavüzün önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Davacı enstitü, tazminat taleplerini Belgelendirme Talimatına dayalı olarak hesaplamıştır. Ancak bu talimat, tazminat miktarını belirlemede mahkemeyi bağlamaz. Eylemin işleniş şekli, davalının konumu, haksız kullanımın niteliği ve dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek manevi tazminatın mahkemece tespit edilmesi gerekir. Açıklanan hususlar nazara alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
Taraflar arasında görülen davada Akhisar Asliye 1. Hukuk Mahkemesi’nce verilen 25.12.2003 tarih ve 2001/388-2003/568 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi P.Ş. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili adına tescilli bulunan “TSE” markasının kullanımı için müvekkili ile marka sözleşmesi yapılması gerektiğini, ancak davalının sözleşme akdetmeden üretip satmakta olduğu zeytin ambalajlarının üzerinde “TSE” markasını kullandığını, bu durumun yaptırılan tespit ile belirlendiğini, davalının haksız eylemi nedeniyle müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını ileri sürerek “TSE” markasına vaki tecavüzün önlenmesine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 2.285.000.000.-TL maddi ve 2.285.000.000.-TL manevi olmak üzere toplam 4.570.000.000.-TL tazminatın davalıdan faiziyle tahsiline, verilecek kararın gazetede ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirketin “TSE” damgasını bilerek ve isteyerek kullanmadığını, işletmede çalışan işçilerin yazılması zorunlu olan TS-774 yerine TSE yazısını yanlışlıkla ambalajlara bastıklarını, zeytinyağı ambalajlarının tamamında, büyük tenekelerde ve mukavva ambalajların hiçbirinde “TSE” damgasının bulunmadığını, bu durumun kullanımın hataya dayalı olduğunu gösterdiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı şirketin davacıya ait “TSE” markasını bir sözleşme olmaksızın izinsiz kullandığı gerekçesiyle marka hakkına vaki tecavüzün önlenmesine, 2.285.000.000.-TL maddi tazminat ile 2.285.000.000.-TL manevi tazminatın faizleriyle birlikte davalıdan alınmasına, hüküm özetinin gazetede ilanına, fazlaya ait taleplerin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Dava, davacı kurum adına tescilli “TSE” markasının haksız olarak kullanımından kaynaklanan tecavüzün önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Davacı enstitü maddi ve manevi tazminat istemlerini Belgelendirme Talimatına dayalı olarak hesaplamıştır. Türk Standartları Enstitüsü Belgelendirme Talimatı’nın 29’uncu maddesinde marka ve belge kullandırma ücreti taban miktarından az olmamak üzere tavan miktarının on katına kadar manevi tazminat istenebileceği karara bağlanmıştır. Ancak, bu düzenlemenin manevi tazminatın tayin ve takdiri yönünden mahkemeyi bağlayıcı bir yanı bulunmamaktadır. Davacı istemini TTK hükümlerine dayandırmıştır. TTK’nun 58/e maddesinde haksız rekabet nedeniyle zarar görenin Borçlar Kanunu 49’uncu maddesinde gösterilen şartların mevcudiyeti halinde manevi tazminat verilmesini isteyebileceğinin belirtilmiş olması karşısında mahkemece, eylemin işleniş şekli, davalının konumu, haksız kullanımın niteliği ve dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirilerek manevi tazminatın tayini gerekirken, yazılı şekilde hiçbir gerekçeye dayanılmaksızın tarife uyarınca karar verilmesi doğru görülmemiş olup, kararın manevi tazminat yönünden davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlere davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 03.03.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.