YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ 

Tarih: 13.06.2018 Esas: 2015/21052 Karar: 2018/14132

Hükmün Tavzihi

Özet :

Hükmün müphem olması veya birbirine aykırı fıkralar içermesi halinde hükmün gerçek anlamının ortaya çıkarılması için başvurulacak olan yol tavzihtir. Hükmün içeriğini değiştirecek şekilde tavzih uygulanamaz. Hal böyle olunca, mahkemece yazılı biçimde gerekçeli kararın UYAP ortamındaki ve dosyadaki ıslak imzalı halleri arasında çelişki oluşturacak şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

DAVA TÜRÜ : İstihkak

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

YARGITAY  KARARI

Asıl davada davacı 3. kişi ….. Ltd. Şti. vekili, 04.12.2009 tarihli haciz esnasında mülkiyeti müvekkiline ait malların haczedildiğini, haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davacı 3. kişi ….. Ltd. Şti. vekili, 04.12.2009 ve 18.03.2010 tarihli hacizler esnasında mülkiyeti müvekkiline ait malların haczedildiğini, haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı alacaklı vekili, haciz mahallinin birden fazla şirket adına kayıtlı olduğunu, bu şirketlerin ortakları ya da yetkililerinin borçlu … veya eşi … olduğunu, borçlu ve 3. kişi şirketin mal kaçırmaya yönelik muvazaalı işlemler yaptıklarını, istihkak iddiasının kötü niyetli ve hukuka aykırı olduğunu öne sürerek asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece, asıl dava yönünden; haciz işleminin davacı şirketin ticaret sicilinde kayıtlı adresinde yapıldığı, haciz esnasında herhangi bir istihkak iddiasında bulunulmadığı, bu durumda haciz işleminden haciz tarihi itibariyle haberdar olunduğunun kabulü gerektiği, istihkak davasının ise yasal 7 günlük süre geçtikten sonra açıldığı, birleşen dosya yönünden ise, 04/12/2009 tarihinde haczedilen her biri 10.000,00TL değerinde 2 adet makine yönünden istihkak iddiasında bulunulmuş ise de, bu makinelerin 03.12.2007 tarihli fatura ile asıl dosya da davacı ….. Ltd. Şti.ne satıldığı, bu durumda … ..Ltd. Şti. lehine istihkak davası açılmasının mümkün olmadığı, 18/03/2010 tarihinde haczedilen menkuller yönünden ise 7 günlük hak düşürücü süreden sonra istihkak davasının açıldığı gerekçesi ile asıl davanın süre yönünden, birleşen davanın ise süre ve aktif husumet ehliyeti yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı 3. kişiler vekili, davalı borçlu vekili ve davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.

1-Dosya kapsamından UYAP üzerinde kayıtlı gerekçeli karar ile dosyada fiziken mevcut gerekçeli kararın harç, yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden birbirinden farklı olduğu anlaşılmaktadır.

Nitekim gerekçeli kararın UYAP’ta kayıtlı mevcut durumunun;

“….Peşin alınan 297,00 TL harçtan 21,15TL harcın mahsubu ile bakiye 275,85TL harcın talep halinde davacıya iadesine,

Harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,

Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,

Davacı vekili lehine takdir olunan 360,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine..” şeklinde oluşturulduğu,

Gerekçeli kararın ıslak imzalı halinin ise;

“..Mahkememizin 2010/426 Esas sayılı dosyasında; peşin alınan 297,00 TL harçtan alınması gereken 21,15 TL harç mahsubu ile bakiye 275,85 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ….. Ltd. Şti.ne iadesine,

Mahkememizin birleştirilen 2010/354 Esas sayılı dosyasında; peşin alınan 406,90 TL harçtan alınması gereken 21,15 TL harç mahsubu ile bakiye 385,75 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ….. Ltd. Şti.ne iadesine,

Yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına, Mahkememizin 2010/426 Esas sayılı dosyasında; alacaklı vekili lehine takdir olunan 2.400,00 TL vekalet ücretinin davacı ….. Ltd. Şti.den tahsili ile davalı … Metal… Ltd. Şti.ne verilmesine, Mahkememizin birleştirilen 2010/354 Esas sayılı dosyasında; alacaklı vekili lehine takdir olunan 3.288,00 TL vekalet ücretinin davacı ….. Ltd. Şti.’den tahsili ile davalı … Metal… Ltd. Şti.’ne verilmesine” şeklinde oluşturulduğu anlaşılmıştır.

O halde somut olayda öncelikli olarak, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) “Elektronik işlemler” başlıklı 445’inci maddesi ile ilgili yönetmeliğin irdelenmesinde yarar vardır.

Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) HMK’nun “Elektronik işlemler” başlıklı 445’inci maddesinin birinci fıkrasında “Adalet hizmetlerinin elektronik ortamda yürütülmesi amacıyla oluşturulan bilişim sistemidir” şeklinde tanımlandıktan sonra “Dava ve diğer yargılama işlemlerinin elektronik ortamda gerçekleştirildiği hallerde UYAP kullanılarak veriler kaydedilir ve saklanır” denilmiştir. Anılan maddenin gerekçesinde, UYAP kapsamındaki tüm birimlerde her türlü yargısal, idari ve denetim faaliyetlerinin bu sistemle elektronik ortamda yürütüleceği belirtilmiştir.

Karar tarihinde yürürlükte bulunan Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliğinin “UYAP’ın kullanılması” başlıklı 5’inci maddesi:

“(1) Mahkemeler ve hukuk dairelerinin iş süreçlerindeki her türlü veri, bilgi ve belge akışı ile dokümantasyon işlemleri, bu işlemlere ilişkin her türlü kayıt, dosyalama, saklama ve arşivleme işlemleri ile uyum ve işbirliği sağlanmış dış birimlerle yapılacak her türlü işlemler UYAP ortamında gerçekleştirilir.

(2) Daire başkanı, hâkim, üye, yazı işleri müdürü ve diğer personel iş listesini günlük olarak kontrol etmek ve yargılamanın bulunduğu aşamanın gereklerini yerine getirmekle yükümlüdür.

(3) Mahkemelere ve hukuk dairelerine fizikî olarak verilen ve gönderilen her türlü evrak, elektronik ortama aktarılarak UYAP’a kaydedilir ve ilgili birime gönderilir.

(4) Taraf ve vekilleri ile diğer ilgililer güvenli elektronik imza ile imzalamak suretiyle UYAP vasıtasıyla mahkemeler veya hukuk dairelerine elektronik ortamda bilgi ve belge gönderebilirler.

(5) Gelen evraktan sorumlu personel, UYAP üzerinden mahkeme veya hukuk dairelerine gönderilen ve iş listesine düşen belgeleri derhal ilgili kişiye ya da doğrudan dosyasına aktarır. Hâkimin onayını gerektiren evrak hâkimin iş listesine yönlendirilir.

(6) Tutanak, belge ve kararlar elektronik ortamda düzenlenir ve gerekli olanlar ilgilileri tarafından güvenli elektronik imza ile imzalanır. Elektronik ortamda düzenlenen ve güvenli elektronik imza ile imzalanan evrak UYAP kapsamındaki birimlere elektronik ortamda gönderilir. Ayrıca fizikî olarak gönderilmez.

(7) Teknik nedenlerle fizikî olarak düzenlenen belge veya kararlar, engelin ortadan kalkmasından sonra derhal elektronik ortama aktarılır, yetkili kişilerce güvenli elektronik imza ile imzalanarak UYAP’a kaydedilir ve gerektiğinde UYAP vasıtasıyla ilgili birimlere iletilir. Bu şekilde elektronik ortama aktarılarak ilgili birimlere iletilen belge ve kararların asılları mahallinde saklanır, ayrıca fizikî olarak gönderilmez. Ancak, belge veya kararın aslının incelenmesinin zorunlu olduğu hâller saklıdır. Elektronik ortama aktarılması imkânsız olan belgeler ise fiziki ortamda saklanır ve gerektiğinde fizikî olarak gönderilir.

(8) UYAP üzerinden hazırlanmış ve güvenli elektronik imza ile imzalanmış evrakın dış birimlere elektronik ortamda gönderilememesi halinde; belge veya kararın fizikî örneği alınır, güvenli elektronik imza ile imzalanmış aslının aynı olduğu belirtilerek altı hâkim veya görevlendirdiği yazı işleri müdürü tarafından imzalanmak sureti ile gönderilir.

(9) Elektronik ortamda yapılan işlemlerde süre gün sonunda biter. Elektronik ortamda yapılacak işlemlerin, ertesi güne sarkmaması açısından saat 00:00’a kadar yapılması zorunludur.

(10) Fizikî ortamda yapılan işlemlerde süre mesai saati sonunda biter.” düzenlemesini içermektedir.
Tüm bu düzenlemeler açık bir biçimde göstermektedir ki, mahkemelerce dava ve yargılama işlemlerine ilişkin olarak fiziki ortamda yapılan tüm işlemler elektronik ortamda UYAP kullanılarak gerçekleştirilir ve elektronik veriler UYAP’a kaydedilerek burada saklanır. Elektronik ortamdan fiziki olarak örnek çıkartılması gereken hâllerde ise tutanak veya belgenin aslının aynı olduğu belirtilerek altı hâkim veya görevlendirdiği yazı işleri müdürü tarafından imzalanır ve mühürlenir (HMK’nın 445/3).

Diğer taraftan; 6100 sayılı HMK’nın 305’inci maddesinde; hükümlerin tavzihi, hükmün müphem olması veya birbirine aykırı (çelişik) fıkralar ihtiva etmesi halinde, hükmün gerçek anlamının meydana çıkarılması için başvurulan bir yol olduğu belirtilmiş olup, hükmü değiştirecek nitelikte tavzih kararı verilmesi mümkün değildir. (Hukuk Genel Kurulu’nun 28.02.2018 gün ve 2015/21-3500 Esas, 2018/408 Karar sayılı kararı da bu yöndedir.)

Hal böyle olunca, mahkemece yazılı biçimde gerekçeli kararın UYAP ortamındaki ve dosyadaki ıslak imzalı halleri arasında çelişki oluşturacak şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

2-Bozma sebep ve şekline göre, davacı 3. kişiler vekili, davalı borçlu vekili ve davalı alacaklı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı 3. kişiler vekili, davalı borçlu vekili ve davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK’nun 366. ve HUMK’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle davacı 3. kişiler vekili, davalı borçlu vekili ve davalı alacaklı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek olmadığına, taraflarca İİK’nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 13.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.