YARGITAY 12.HUKUK DAİRESİ

Tarih: 13.12.2016 Esas: 2016 / 7157 Karar: 2016 / 25297

İcra Kefaletinin Geçersizliği Nedeniyle İptali İcra Mahkemesinden Değil Genel Mahkemelerden İstenebilir; Ancak Takip Konusu Belgenin İlam Hükmünde Olmadığı İçin İcra Emrinin İptali Süresiz Şikayete Tabidir.

Özet:

Şikayetçi icra kefili, haciz tutanağında düzenlenen kefaletin BK’da öngörülen şartları taşımadığını ileri sürerek icra kefaletinin iptalini talep etmiştir. İcra kefaletinin geçersizliği nedeniyle iptali icra mahkemesinden değil genel mahkemelerden istenebilir. Şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurularak iptali istenemez. İcra emri tebliği üzerine, şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurulması halinde kefaletin geçersizliğine değil, bu kefalete dayalı olarak gönderilen icra emrinin iptaline karar verilmelidir. Takip konusu belgenin ilam hükmünde olmadığına yönelik icra emrinin iptali talebi, süresiz şikayete tabidir. Açıklanan nedenlerle yerel mahkemece, icra kefaletinin geçersizliği ile ilgili başvurunun esası incelenmeli, kefalet tutanağının ilam mahiyetindeki belgelerden olup olmadığı tespit edilmelidir.

Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Şikayetçi icra kefili, 06.09.2015 tarihli haciz tutanağında düzenlenen kefaletin Borçlar Kanunu’nun aradığı şartlarda olmadığını ileri sürerek icra kefaletinin iptalini talep etmiş, mahkemece, şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.

İcra kefaletinin geçersizliği nedeniyle iptali istemi, yargılamayı gerektirmesi nedeniyle genel mahkemede ileri sürülebilecek bir husus olup, şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurularak iptali talep edilemez.

Ancak, İİK’nun 38. maddesi uyarınca icra dairesindeki kefaletler, müteselsil kefalet niteliğinde olup, ilamların icrası hakkındaki hükümlere tâbidir. İcra kefaletinin Borçlar Kanunu’na göre geçerli olmadığından icra emri gönderilemeyeceği şikayeti, takip konusu belgenin ilam hükmünde belge olmadığı şikayeti olup, İİK’nun 16/2. maddesi uyarınca süresiz şikayete tabidir. Buna göre, ilamlı icra takibine konu edilebilmesi, bir diğer ifade ile icra kefiline icra emri tebliğ edilebilmesi için, icra kefaletinin yasada öngörülen şekil şartlarına uygun olarak yapılmış olması gerekir.

Bu nedenle de, icra emri tebliği üzerine, İİK’nun 16. maddesine göre şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurulması halinde, mahkemece, TBK’nun 581 ve devamı maddeleri kapsamında icra kefalet işleminin, İİK’nun 38. maddesi uyarınca ilamlı icra takibine konu edilip edilmeyeceği değerlendirilerek, ilamlı takibe konu edilemeyeceğinin belirlenmesi halinde, kefaletin geçersizliğine değil, bu kefalete dayalı olarak gönderilen icra emrinin ve varsa icra kefili sıfatı ile yapılan işlemlerin iptaline karar vermek gerekir.

O halde, mahkemece, icra kefaletinin geçersizliği ile ilgili başvurunun esasının incelenmesi, kefalet tutanağının kefaletin şeklini düzenleyen Türk Borçlar Kanunu’nun 583. maddesinde belirtilen şartlarda düzenlenip düzenlenmediğinin belirlenmesi, anılan kefalet tutanağının İİK’nun 38. maddesi anlamında ilam mahiyetindeki belgelerden olup olmadığının tespit edilmesi ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Şikayetçinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.