YARGITAY HUKUK GENEL KURULU

Tarih: 12.09.2012 Esas: 2012 / 6-388 Karar: 2012 / 560

İhtiyaç Nedeniyle Tahliye Kararı Verilebilmesi İçin İhtiyacın Gerçek, Samimi ve Zorunlu Olduğu Kanıtlanmalıdır.

Özet:

Dava, işyeri ihtiyacı nedeniyle tahliye talebine ilişkindir. İhtiyaç nedeniyle tahliyeye karar verilebilmesi için ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun kanıtlanması gerekir. Devamlı olmayan geçici ihtiyaç tahliye nedeni değildir. Henüz doğmamış veya gerçekleşmesi uzun süreye bağlı ihtiyaçlar da tahliye nedeni olarak kabul edilemez. İhtiyacın yargılama sırasında da devam etmesi gerekir. Somut olayda, rekabet koşulları nedeniyle yapılan iş ile ilgili olarak tanıtım ve reklam bürosu ihtiyacına dayanılmıştır. Bu durumda davacının halen kullandığı yerin yeterli olup olmadığı, iş hacmine göre tanıtım ve reklam bürosuna ihtiyaç bulunup bulunmadığı araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.

Taraflar arasındaki “işyeri ihtiyacı nedeniyle tahliye” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Sivas 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nce davanın kabulüne dair verilen 09.11.2010 gün ve 2010/453 E., 2010/1384 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 07.04.2011 gün ve 2011/753 E., 2011/4422 K. sayılı ilamı ile;

(…Uyuşmazlık, işyeri ihtiyacı nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm, davalı vekili, tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı, dava dilekçesinde, halen bilgisayar ve İngilizce kursu faaliyeti yaptığını, günümüzdeki rekabet koşullarından dolayı özel kurumun tanıtım ve reklamı için büro ihtiyacı doğduğunu, özel kurumun 3. katta olması ve işhanında asansör olmayışının bu ihtiyacı zorunlu hale getirdiğini, dava konusu yerin özel kurumun bulunduğu işhanının girişinde olduğunu, ihtiyaç nedeniyle tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ise, davacının iddia ettiği bilgisayar ve İngilizce kursunun 1991 tarihinden beri dava konusu binanın 3. katında faaliyet gösterdiğini, dava konusu taşınmazın ise binanın zemin katında olup, büro değil dükkan niteliğinde olduğunu, kuruluşundan itibaren 19 yıldır ihtiyaç duyulmayan bu dükkan için ihtiyaç iddiasının ortaya atılmasının samimi olmadığını, gerçek bir ihtiyaç olsaydı, 10.04.2007 tarihindeki sözleşmenin yapılmaması gerektiğini, aynı dükkana komşu davacıya ait bir başka dükkanın 2010 yılında ………… ……. Gıda Ltd. Şti.’ne kiraya verildiğini, bu yerin yeni kiraya verilmiş olmasının ihtiyacın samimi olmadığının kanıtı olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece ihtiyacın samimi olduğundan bahisle davalının tahliyesine karar verilmiştir.

İhtiyaç iddiasına dayalı davalarda tahliyeye karar verilebilmesi için ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun kanıtlanması gerekir. Devamlılık arzetmeyen geçici ihtiyaç tahliye nedeni yapılamayacağı gibi henüz doğmamış veya gerçekleşmesi uzun bir süreye bağlı olan ihtiyaç da tahliye sebebi olarak kabul edilemez. Davanın açıldığı tarihte ihtiyaç sebebinin varlığı yeterli olmayıp, bu ihtiyacın yargılama sırasında da devam etmesi gerekir.

Davada rekabet koşulları nedeniyle halen yapılan iş ile ilgili olarak tanıtım ve reklam bürosu ihtiyacına dayanılmıştır. Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme yeterli olmadığı gibi, yargılama sırasında yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporu da hüküm kurmaya elverişli değildir. Öncelikle mahallinde konusunda uzman bilirkişilerden oluşan heyet ile yeniden keşif yapılarak, davacı tarafın ticari defter ve kayıtları da incelenmek suretiyle iş hacminin belirlenmesi, halen kullanılan taşınmazın yeterli olup olmadığı ve belirlenen iş hacmine göre ihtiyacı karşılayıp karşılamayacağının ayrıca yapılan işin ve iş hacminin niteliğine göre reklam ve tanıtım amacıyla büro ihtiyacının bulunup bulunmadığının da belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmadığı gibi, davacı taraf davayı bizzat takip etmiş olup vekili bulunmadığı halde kendisine vekalet ücreti takdir edilmiş olması da doğru değildir.

Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır…) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Temyiz Eden: Davalı vekili.

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının özel daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 Sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde peşin temyiz harcının yatırana geri verilmesine, aynı kanunun 440/1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere kesin olarak 12.09.2012 gününde yapılan ilk görüşmede oybirliği ile karar verildi.