YARGITAY 21. HUKUK DAİRESİ

Tarih: 10.11.2016 Esas: 2016 / 19256 Karar: 2016 / 14001

İş Kazasından Kaynaklanan Tazminat Davalarında Yetkili Mahkeme Davacı ve Davalının Yerleşim Yeri ile İş Kazasının Meydana Geldiği Yer Mahkemeleridir.

Özet:

Dava, iş kazası sonucu oluşan bedeni zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Genel yetki kuralı dışında 5521 SK’da düzenleme öngörülmemiş olması nedeniyle, HMK’daki özel yetkiye ilişkin düzenlemelerin iş mahkemelerinin yetkisinin belirlenmesinde de dikkate alınması gerekmektedir. HMK’daki yetki düzenlemeleri de dikkate alındığında iş kazasından kaynaklanan tazminat davalarında yetkili mahkeme, davacı ve davalının yerleşim yeri ile iş kazasının meydana geldiği yer mahkemeleridir. Somut olayda, davacı kendi yerleşim yerinde dava açmıştır. Bu durumda, davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yerinde olmayan gerekçeyle yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.

Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

K A R A R

Dava, davacının iddiasına göre iş kazası neticesinde uğradığı bedeni zarar nedeniyle davacının maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.

Mahkemece, yetkisizlik kararı verilerek dosyanın Konya İş Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Uyuşmazlık, yetkili mahkemenin belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.

HMK’nın “Genel Kural” başlıklı 5. maddesine göre mahkemelerin yetkisi, diğer kanunlarda yer alan yetkiye ilişkin hükümler saklı kalmak üzere, bu Kanundaki hükümlere tabidir. Yetkiye ilişkin hükümleri saklı tutulan Kanunlardan birisi de 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’dur. Kanun’un 15. maddesinde ise bu Kanunda sarahat bulunmayan hallerde HMK hükümlerinin uygulanacağı bildirilmiştir. Genel yetki kuralı dışında düzenleme öngörülmemiş olması karşısında, HMK’da yer verilen özel yetkiye ilişkin düzenlemelerin İş Mahkemelerinin yetkisinin belirlenmesinde de dikkate alınması gerekmektedir.

İş Mahkemelerinde açılacak tazminat davalarında da özel Kanun niteliğindeki 5521 Sayılı Kanun’un yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanma önceliği bulunmakta ise de; yine aynı Kanun’un 15. maddesine göre bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde uygulanma yeri olan ve genel Kanun niteliğinde bulunan 6100 sayılı HMK’nın 16. maddesi ile sonradan getirilen ve 01.10.2011 tarihinden itibaren haksız fiil sonucu zarara uğrayanlara haksız fiilden kaynaklanan davalarını yerleşim yeri mahkemelerinde ve zararın (kazanın) meydana geldiği yerde açma imkanı tanıyan hükmün; özel Kanun ile getirilen seçimlik yetkiyi Sosyal Hukuk Devleti’nin gereklerine ve “işçinin korunması temel ilkesi” ne uygun ve karşılaştırmalı hukuktaki benzerlerinde olduğu gibi işçi yararına genişlettiği kabul edilerek, HMK’nın 16. maddesinin, 5521 Sayılı Kanun’un 5.maddesi ile tanınan seçimlik yetki kuralının yanında (ilaveten) uygulanması gerektiği kabul edilmelidir.

HMK’nın “Haksız Fiilden Doğan Davalarda Yetki” başlıklı 16. maddesine göre haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir. Hülasa, kural olarak, iş kazasından kaynaklanan tazminat davaları, davacı ve davalının ikametgâhı yanında veya iş kazasının olduğu yer mahkemesinde de açılabilir.

Somut olayda, ikametgâh adresi Tatvan olan davacının HMK 16. maddesindeki seçimlik hakkını, yerleşim yerinde dava açarak kullanması, genel yetki kuralına uygun olup, mahkemece, süresinde ve usulüne uygun yetki itirazı olmadığı, kesin ve kamu düzenine ilişkin bir yetki kuralı da olmadığı gözetilerek davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yerinde olmayan gerekçeyle yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde, davacı vekilinin bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 10.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.