YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ 

Tarih: 04.04.2017 Esas: 2015/15837 Karar: 2017/5825

İşçilik Alacakları – Fazla Çalışma Ücretinin Aylık Ücrete Dahil Olması – Hafta Tatili Çalışma Ücreti Alacağı

Özet :

İşçinin aylık maktu ücretine fazla çalışmaların da dahil olduğuna ilişkin sözleşme hükmü geçerli olup, buna göre yıllık 270 saatlik fazla çalışmalar aylık maktu ücret dahildir. Ancak hafta tatili ve genel tatil ücretlerinin de aylık maktu ücret dahil olduğuna ilişkin sözleşme hükmü geçersizdir.

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

DAVA :Taraflar arasındaki, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle reddine ilişkin hüküm süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davacı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 04/04/2017 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı adına Avukat … ile karşı taraf adına Avukat …geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:

A) Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili, davacının 08.09.2008 tarihinde davalı işveren nezdinde “idari işler yöneticisi” pozisyonunda işe başladığını ve iş sözleşmesinin feshedildiği 19.10.2012 tarihine kadar aynı görev ve unvan ile çalıştığını, son ücretinin 4.635,00.-TL olduğunu, bununla birlikte 60,00 TL. telefon yardımı verildiğini ve kendisine tüm masrafları davalı işveren tarafından karşılanan bir araç tahsis edildiğini, ayrıca her yıl Ocak, Haziran, Eylül ve Aralık aylarında 4 ikramiye aldığını, Nisan ayı başında performans durumuna göre 1 ile 3 maaş arasında jestiyon adı altında ödeme yapıldığını, idari işler yöneticisi olarak davalı Banka’nın merkez ofisinin bulunduğu…Center dışında …, …ve …’nda bulunan diğer ünitelerinin de idari faaliyetlerini (teknik, temizlik, muhaberat, güvenlik, servis yemek vb.) takip ve koordine ettiğini, davalı Bankanın diğer tüm personelinin 09.00-18.00 saatleri arasında çalıştığını ve haftalık çalışma sürelerinin 40 saat olduğunu, davacının merkez ofis ve bu ofis dışındaki diğer ünitelerdeki sorumluluğunu yerine getirebilmek için normal çalışma sürelerinin üzerinde çalıştığını, özellikle davalı Banka bünyesindeki 24 saat kesintisiz faaliyet gösteren Operasyon Merkezinin çalışabilmesi için gerekli idari destek ihtiyacının bu desteğin kontrol sorumluluğunu yüklendiğini, her gün saat 07.00-07.30 gibi merkez ofiste başlayan çalışmasının diğer yerleşkelerde de devam ettiğini ve en erken saat 20.00-21.00’da sona erdiğini, işe girdiği tarihte davalı Banka tarafından değişik yerleşkelerde bulunan bölümlerinin Şekerpınarı’nda bulunan tek bir merkezde toplanmasına karar verildiğini, davacının bu merkezin idari işlerinin yönetimi maksadıyla işe alındığını, 2010 yılı Nisan ayında merkezin inşasının bitimi ile birlikte taşınma kararının uygulamaya konulduğunu, tüm taşınma işlerinin 28.05.2010-03.10.2010 tarihleri arasında hafta sonlarında 20 hafta boyunca davacının kontrolünde yapıldığını, taşınma süresince hafta tatili yapmadan hafta içerisinde taşınma hazırlıklarını yaptığını ve hafta sonlarında ise taşınma faaliyetinin icrasını yürüttüğünü, taşınma sonrasında sabah 07.00-07.30 ila 21.00-21.30 saatleri arasında çalıştığını, davacının amiri ve bağlı bulunduğu kişilerin emir ve talimatları ile yaptığı fazla çalışmaların karşılığının ödemediğini iddia ederek fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatili ücreti alacaklarının tahsilini talep etmiştir.

B) Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili, davacının iş akdinin ihbar süresine uyularak ve kıdem tazminatı ödenerek feshedildiğini, iş sözleşmesinde dava edilen alacakların ücrete dahil olduğunun belirtildiğini, herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.

C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkeme, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanarak; davacının davalı Banka nezdinde 4 yıl 1 ay 11 gün hizmet süresiyle “idari işler yöneticisi ” olarak çalışmasının bulunduğu, yaptığı iş ve tanık anlatımları çerçevesinde 4.635,00 TL brüt ücret aldığı, taraflar arasında imzalanan 08/09/2008 tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesinin 4. maddesinde ” çalışana ödenen aylık ücrete fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücretleri de dahildir. Belirtilen günler ve fazla çalışmalar için ayrıca ücret ödenmez ” hükmünün kararlaştırıldığı, iş sözleşmelerinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğu yönünde hüküm bulunsa bile yıllık 270 saati aşmayan fazla çalışmalar için bunun hüküm ifade ettiği, dosyada mevcut yazılı delil niteliğindeki davacının işe giriş ve çıkışlarını gösterir kayıtlar itibariyle hesaplama yapıldığında davacının yıllık 270 saati aşan fazla çalışmasının bulunmadığı, yine taraflar arasındaki sözleşme hükmünde hafta tatili ve genel tatil ücretlerinin de aylık ücrete dahil olduğunun açıkça belirlenmiş olması karşısında dava edilen taleplerin davacı tarafça ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

D) Temyiz:

Kararı davacı temyiz etmiştir.

E) Gerekçe:

1-Davacı işçinin fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının olup olmadığı hususu uyuşmazlık konusudur.

Fazla çalıştığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışmaya ilişkin alacağın ödendiği varsayılır.

Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.

İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışmaların ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışmaların karşılığı tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.

Somut uyuşmazlıkta; davacı davalı işyerinde göreve başladığı tarihte davalı Banka’nın üç ayrı işyerinde faaliyetini sürdürdüğünü ve kendisinin de bu üç işyerinin idari işlerinden sorumlu olarak çalıştığını beyan ederek dava konusu fazla çalışma karşılıklarının tahsilini istemiştir.
Davacı iddiasının ispatı için tanık delili yanında işyeri kayıtlarına da dayanmıştır. Davacı tanığı, davacının aynı işverene ait birden fazla işyerinde çalışma iddiasını doğrulamıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalı tarafça sunulan işyeri kayıtlarına göre yıllık 270 saati aşan çalışmanın bulunmadığı tespit edilmiştir. Rapor veya ekinde yapılan tespitin denetimine imkân veren bir hesap çizelgesi/tablosuna rastlanmamıştır. Bu yönüyle rapor denetime açık değildir. Öte yandan davacı rapora karşı itiraz dilekçesinde davalının sadece ana merkeze ait giriş ve çıkış kayıtlarını sunduğunu, diğer çalıştığı iki binanın kayıtlarını sunmadığı gerekçesiyle itiraz etmiş, Mahkemece bu itirazı giderecek ek rapor alınmadığı gibi karar gerekçesinde de bu itiraz karşılanmamıştır.

Bu durumda Mahkemece yapılacak iş, davacının çalıştığı diğer davalı işyerlerine ait giriş ve çıkış kayıtlarının ibrazının sağlanması, işverence ibraz edilmediği halde 6100 sayılı HMK.nun 220 nci maddesi gereğince usulü işlemlerin yapılması, şayet söz konusu işyerlerinde böyle bir kayıt bulunmadığının saptanması halinde ise tanık delili değerlendirilerek alınacak denetime elverişli bilirkişi raporu ile sonuca gidilmesidir.

2-Ayrıca Mahkemenin yıllık 270 saatlik fazla çalışmanın ücrete dahil olduğuna ilişkin sözleşmesel düzenlemeye ilişkin kabulü yerinde ise de; hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil çalışmalarının ücrete dahil olduğuna ilişkin sözleşme hükmü hukuken geçerli olmayıp davacının bu taleplerinin de hem dosyadaki hem de 1 nolu bozma bendi uyarınca dosyaya getirtilecek işyeri kayıtlarına, kayıtlar yok ise tanık beyanlarına göre değerlendirilip hüküm altına alınması gereklidir.

Eksik inceleme ve araştırma ile sonuca gidilmesi bozmayı gerektirmiştir.

F) SONUÇ:

Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, davacı yararına takdir edilen 1.480.00 TL. duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 04/04/2017 gününde oybirliği ile karar verildi.