YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ

Tarih: 25.02.2019 Esas: 2015/32308 Karar: 2019/4502

İşçilik Alacakları – Gerçek Ücret Kabul Edilerek Hesaplama

Özet:

Taraflar arasında tazminat ve alacakların belirlenmesine esas ücret miktarı uyuşmazlık konusudur. Mahkemece de beyanı yeterli görülen davacı tanığının görgüye dayalı somut açıklamaları, emsal ücret araştırması ve davacının yaptığı işte gözetildiğinde, davacının iddia ettiği ücret miktarı ile çalıştığının kabulü gerekirken, ücretin gerekçesi de açıklanmadan asgari ücret kabul edilerek karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. 

MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI 

A) Davacı İsteminin Özeti:

Davacı, 18 Temmuz 2011 tarihinde işbaşı yaptığını ancak sigortasının Ocak 2012 tarihinde yapıldığını, kendisinin ihbarsız olarak Beyoğlu 26. Noterliğinin 2486 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile işten çıkartıldığını ve buna karşılık … Noterliğinin 3679 yevmiye numaralı ihtarı ile haklarını talep ettiğini, son net maaşının 4.500,00 TL olduğunu, maaşlarının düşük gösterilmesi nedeniyle kıdem ve ihbar tazminatlarının eksik ödendiğini iddia ederek, bakiye kıdem tazminatı, bakiye ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, işsizlik maaşı kaybı ve ücret alacaklarının tahsilini istemiştir.

B) Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili, davacının işe giriş tarihinin 06.01.2012 olduğunu ve bu durumun sigortalı işe giriş bildirgesi, belirsiz süreli iş sözleşmesi, aile durumu bildirimi, maaş bordroları, hesap pusulaları ile sabit olduğunu, davacının kıdem ve ihbar tazminatı hakkını aldığını, fazla mesai yapması durumunda ilgili maaş bordrosu ile birlikte ödeme yapıldığını, ulusal bayram ve genel tatil günleri ile Cumartesi günleri çalışmasının bulunmadığını, kaldı ki kabul anlamına gelmemekle birlikte satış temsilcisinin fazla mesai ücreti talep etme hakkının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

D) Temyiz:

Kararı yasal süresi içinde davacı temyiz etmiştir.

E) Gerekçe:

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2-Taraflar arasında tazminat ve alacakların belirlenmesine esas ücret miktarı uyuşmazlık konusudur.

İş sözleşmesinin tarafları, asgari ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler. İş sözleşmesinde ücretin miktarının açıkça belirtilmemiş olması, taraflar arasında iş sözleşmesinin bulunmadığı anlamına gelmez. Böyle bir durumda dahi ücret, Borçlar Kanunun 401. maddesine göre tespit olunmalıdır. İş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı hallerde ücretin miktarı, işçinin kişisel özellikleri, işyerindeki ya da meslekteki kıdemi, meslek unvanı, yapılan işin niteliği, iş sözleşmesinin türü, işyerinin özellikleri, emsal işçilere o işyerinde ya da başka işyerlerinde ödenen ücretler, örf ve adetler göz önünde tutularak belirlenir.

Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.

Somut uyuşmazlıkta, davacı en son net 4.500,00 TL ücret aldığını iddia etmiş, davalı ise bordrolarda gösterilen brüt 974,14 TL ücretle çalıştığını savunmuştur.

Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, ücret bordrolarına itibar edilerek davacının brüt 978,60 TL ücret aldığı kabul edilmiştir.

Davacı davalı işyerinde 06/01/2012-18/02/2013 tarihleri arasında satış ve pazarlama müdürü olarak çalışmıştır.

Dosyada dinlenen tek tanık olan davacı tanığı …, kendisinin davalı firmanın müdürü davacının ise satış müdürü olarak çalıştığını, davacının en son ücretinin 4.500,00 TL olduğunu, ücretlerin asgari ücret kadar olan kısmının bankaya yattığını, gerisinin elden ödendiğini, tüm şirket çalışanlarına elden ödemeleri bizzat kendisinin yaptığını beyan etmiştir.

Yargılama sırasında yapılan emsal ücret araştırması neticesinde, Tüm Tekstil İş Sendikası pazarlama müdürü olarak çalışan bir kişinin yaklaşık net 5.000,00 TL ücretle çalışacağını bildirmiştir.

Neticede, mahkemece de beyanı yeterli görülen davacı tanığının görgüye dayalı somut açıklamaları, emsal ücret araştırması ve davacının yaptığı işte gözetildiğinde, davacının iddia ettiği ücret miktarı ile çalıştığının kabulü gerekirken, ücretin gerekçesi de açıklanmadan asgari ücret kabul edilerek karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.

F) Sonuç:

Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 25/02/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.