YARGITAY 9.HUKUK DAİRESİ
Tarih: 15.12.2016 Esas: 2015 / 6141 Karar: 2016 / 22255
İşçilik Alacakları – “Taleple Bağlılık” ve “Maddi Vakıalarla Bağlılık” İlkelerine Aykırı Olarak Dava Dilekçesinde Talep Edilmeyen Süreler de Dikkate Alınarak Fazla Çalışma Ücretine Karar Verilemez.
Özet:
Dava, kıdem tazminatı ve diğer işçilik alacaklarının tahsili talebine ilişkindir. HMK’nun 25. maddesi uyarınca, kanunda öngörülen istisnalar dışında hakim iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamaz. Başka bir anlatımla, maddi vakıa ile bağlı kalınmalıdır. Somut olayda kök rapora itiraz üzerine alınan ek rapor ile dava dilekçesinde talep edilmediği halde talep aşılarak, fazla mesai ücreti hesaplanmıştır. Dava dilekçesinde talep edilmeyen süreler de esas alınarak ve maddi vakıa ile bağlılık ilkesine aykırı olarak yazılı şekilde fazla mesai ücreti hesabı yapılması hatalıdır.
Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti, ücret, bayram tatili, asgari geçim indirimi, yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Talep:
Davacı vekili; davacının, davalı işyerinde 20.12.2011-26.10.2013 tarihleri arasında çalıştığını, sebep gösterilmeden işten çıkartıldığını, manikür-pedikür görevlisi olduğunu, aylık ücretinin 1.500.00 TL olduğunu, haftanın 6 günü 09.00-20.00 saatleri arasında çalıştığını, yıllık ücretli izinlerini kullanmadığını, dini bayramlarda 2 gün tatil yaptığını, diğer bayram tatillerinde çalıştığını; 1.200.00 TL ücret alacağının ödenmediğini, asgari geçim indirimi alacaklarının da ödenmediğini iddia ederek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, ücret alacağı, genel tatil ücreti, asgari geçim indirimi alacağı ve yıllık izin ücreti alacaklarının faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
B) Cevap:
Davalı vekili; davacının, davalı işyerinde 1.2.2012 tarihinde çalışmaya başladığını; aylık brüt ücretinin 1.026.00TL olduğunu, haftalık çalışma süresinin 45 saatin altında olduğunu, iş sözleşmesinin, davacının devamsızlığı nedeniyle haklı nedenle feshedildiğini, yıllık izinlerini kullandığını; Ekim-2013 dönemi 26 günlük ücret alacağının, işyerine gelmemesi nedeniyle ödenemediğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararı:
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacı işçinin iş sözleşmesinin kıdem ve ihbar tazminatı talep hakkı olmaksızın sona erdiğini ispat külfeti üzerinde bulunan işverenliğin bu yükümlülüğü yerine getiremediği, davacı işçinin iş sözleşmesinin davalı işverenlikçe haksız suretle feshedildiği ve davacı işçinin kıdem ve ihbar tazminatı talep hakkının bulunduğu, davacının ödendiği davalı işverenlikçe ispatlanamayan ücret alacağının ve asgari geçim indirimi alacağının ve yine kullandırıldığı yada karşılığı gelen ücretin ödendiği davalı işverenlikçe ispatlanamayan yıllık ücretli izin alacağının bulunduğu, davacının fazla mesai yaptığı ve genel tatillerde çalıştığı, bu çalışmalarına karşılık gelen ücretin ödendiğinin davalı işverenlikçe ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı, davalı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir
2- 6100 sayılı HMK.’nun 25. maddesi uyarınca, “kanunda öngörülen istisnalar dışında hakim iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamaz”. Kısaca maddi vakıa ile bağlı kalınmalıdır.
Somut uyuşmazlıkta; davacı dava dilekçesinde haftada 6 gün 09:00-20:00 saatleri arasında çalıştığını iddia etmiş ve tanık deliline dayanmıştır. Davacı tanıkları iddiayı doğrulamış, taraf tanıkları davacının, ayda 5-6 kez mesai bitiminden sonra 1 saat daha fazladan çalıştığını belirtmişlerdir.
Dosyada mübrez kök raporda, 09:00-20:00 saatleri arasında 1.5 saat ara dinlenme süresinin tenzili ile haftalık fazla mesai süresi 12 saat bulunarak haftada 6 gün üzerinden hesaplama yapılmış, ancak davacı vekilinin kök rapora itirazı üzerine alınan ek rapor ile de; dava dilekçesinde talep edilmediği halde talep aşılarak, ayda 6 saat daha fazla mesai süresi 12 saate eklenerek, günlük 2.23 saat üzerinden fazla mesai ücreti hesaplanmış ve mahkemece ek rapor esas alınarak fazla mesai ücreti hüküm altına alınmıştır. Dava dilekçesinde talep edilmeyen sürelerde esas alınarak ve maddi vakıa ile bağlılık ilkesine aykırı olarak yeniden fazla mesai ücreti hesabı yapılması hatalıdır.
Fazla mesai ücretinin kök rapor doğrultusunda hüküm altına alınması gerekirken, talep aşılarak ek raporun hükme esas alınması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.