YARGITAY 9.HUKUK DAİRESİ

Tarih: 11.01.2005 Esas: 2004 / 33267 Karar: 2005 / 474

İşsizlik Sigortasından Yararlanabilmek İçin İşten Ayrılma Tarihinden İtibaren Bir Ay İçinde Kuruma Başvurulması Zorunludur.

Özet:

Dava, işsizlik ödeneğinin tahsili talebine ilişkindir. İşsizlik sigortasından yararlanabilmek için işçinin, işten ayrılma tarihinden itibaren bir ay içinde işten ayrılma bildirgesi ile Türkiye İş Kurumu’na başvurması zorunludur. İşten ayrılma belgesinde, ayrılma sebebinin istifa olarak gösterilmesi bu hususta başvuruya engel değildir. Davacı yasal süre içinde kuruma başvurmadığından davanın reddi gerekirken kabulü hatalıdır.

Davacı, işsizlik ödeneğinin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

Davacı işçi, işsizlik ödeneğinden yararlanması gerektiğinin tespiti ile davalı Türkiye İş Kurumu’ndan tahsilini talep etmiştir. Mahkemece, davacının işsizlik ödeneği almaya hakkının bulunduğunun tespitine, ödeneğin tutarının idari nitelikteki bir işlem ile belirlenmesi gerektiğinden tahsile dair karar verilmesine yer olmadığına ve idarece hesaplanacak olan miktara dava tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine şeklinde karar verilmiştir.

4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’nun 51. maddesinde işsizlik sigortasından faydalanma şartları belirlenmiş ve 48. maddede ise, “Sigortalı işsizin, bu maddede belirtilen ödeme ve hizmetlerden yararlanabilmesi için işten ayrılma bildirgesi ile birlikte hizmet akdinin feshedildiği tarihi izleyen günden itibaren otuz gün içinde kuruma doğrudan başvurması gerekir. Mücbir sebepler dışında, başvuruda gecikilen süre işsizlik ödeneği almaya hak kazanılan toplam süreden düşülür” kuralına yer verilmiştir. Görüldüğü üzere, işsizlik sigortasından faydalanabilmek için işçinin, işten ayrılma tarihinden itibaren bir ay içinde kuruma başvurması şarttır. Somut olayda davacının fesihten itibaren bir aylık süre içinde davalı işverene başvurmadığı anlaşılmaktadır. İşverence düzenlenen işten ayrılma belgesinde, ayrılma nedeni olarak “istifa” gösterilmesi, davacının bu konuda başvuruda bulunmasını engelleyen ya da erteleyen bir durum değildir. Yine, davacının ihbar ve kıdem tazminatlarının tahsili için dava açması da işçinin kuruma başvuru şartını ortadan kaldırmamaktadır.

Davacının süresi içinde dava açmasını engelleyen mücbir sebep bulunmadığı gibi, anılan yasanın 48. maddesinde sözü edilen husus, mücbir sebepler dışında, bir aylık başvuru süresi içinde gecikilen süre yönünden işsizlik sigortası ödenmeyeceğine dairdir. Bu nedenle davacının işsizlik sigortasından yararlanmasına imkân bulunmamaktadır. Mahkemece isteğin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabulü cihetine gidilmesi hatalıdır.

Kabule göre ise, işsizlik ödeneği tutarının idarenin hesaplaması gerektiğinden bahisle tahsile dair karar verilmemiş oluşu ve buna rağmen idarece belirlenecek olan tutara dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi de hatalı olmuştur.

SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 11.01.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.