YARGITAY 21.HUKUK DAİRESİ

Tarih: 14.10.2004 Esas: 2004 / 8422 Karar: 2004 / 8411

İsteğe Bağlı Bağ-Kur Sigortalılığı İçin Talep ve Tescil Şarttır.

Özet:

Dava, ödenen primlerin isteğe bağlı sayılarak tahsis talep tarihi itibarıyla yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti talebine ilişkindir. Bir kimsenin isteğe bağlı Bağ-Kur sigortalısı olması için bu hususta talepte bulunması ve kuruma tescil edilmiş olması gerekir. Sigortalılık statüsü oluşmadan kurumca geriye yönelik olarak toptan prim tahsil edilmesi usuli kazanılmış hak oluşturmaz. Davanın reddi yerine kabulü isabetsizdir.

Davacı ödemiş olduğu primlerin 20.04.1982 – 31.07.1998 tarihleri arasında isteğe bağlı sigortalı sayılarak, tahsis talebine istinaden yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.

Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi H.P. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

KARAR

Davacı, 20.04.1982 – 31.07.1998 tarihleri arasında ödediği primlerin isteğe bağlı sayılarak tahsis talep tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitini istemiştir.

Mahkemece istek aynen hüküm altına alınmış ise de bu sonuç yerinde değildir.

Gerçekten 01.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 Sayılı Yasanın 79. maddesine göre bir kimsenin isteğe bağlı Bağ-Kur sigortalısı olması için isteğe bağlı sigortalı olma talebi ile birlikte kuruma tescil edilmiş olması gerekmektedir.

Davacının zorunlu sigortalı olma yolundaki talep ve tescilinin geçerli olmadığı, zorunlu sigortalılık şartlarını taşımadığı için kurumca yapılan iptal işleminin yerinde olduğu kesinleşen mahkeme kararı ile ortadadır. Davacı bu kez de ödediği primlerin isteğe bağlı sigortalı olarak değerlendirilmesi talebi ile bu davayı açmıştır. Mahkeme primi ödenen süreleri isteğe bağlı sigortalı olarak geçerli saymış ise de davacının 79. madde anlamında tescil edilmiş sigortalılığı bulunmadığından bu karar yasal dayanaktan yoksundur. 3780 Sayılı Yasa ile 1992 yılında ve 4247 Sayılı Yasa ile de 1997 yılında çıkartılan af yasaları ile prim ödemiş olması davacıya sigortalılık statüsü kazandırmaz. Çünkü her iki yasanın amacı da yasal olarak kapsamda bulunan sigortalıların ödemedikleri primlerin tahsiline ilişkindir. Yasal olarak sigortalılık statüsü oluşmadan kurumca geriye yönelik olarak toptan prim tahsil edilmesi davacı yararına kazanılmış hak oluşturmaz. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25.12.2002 gün ve E: 2002/21-1062, K. 2002/1098 sayılı kararı da bu doğrultudadır.

Yapılan açıklamalar doğrultusunda davanın reddi yerine yerinde olmayan bilirkişi görüşü ve gerekçeye dayalı yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 14.10.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.