YARGITAY 22.HUKUK DAİRESİ
Tarih: 26.12.2016 Esas: 2016 / 28275 Karar: 2016 / 29095
İşyeri Devrinin İş İlişkisine Etkileri ve İşçilik Alacaklarından Sorumluluk
Özet:
İşçilik alacaklarının tahsiline ilişkin davada uyuşmazlık, işyeri devrinin iş ilişkisine etkileri ile işçilik alacaklarından sorumluluk noktasında toplanmaktadır. İşyerinin devrinde, devir tarihinde mevcut olan iş sözleşmeleri bütün hak ve borçlarıyla devralan işverene geçer. Devir tarihinden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlar açısından, devreden işverenle devralan işveren birlikte sorumludur. Devreden işverenin sorumluluğu, devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlıdır. İşyeri devrinde kıdem tazminatı, hizmet sürelerinin toplamı üzerinden hesaplanmalıdır. Bununla birlikte, işyerini devreden işveren, işçiyi çalıştırdığı sürelerle ve devir esnasındaki işçinin aldığı ücret seviyesiyle sınırlı olarak sorumludur. İşyerinin devredildiği tarihe kadar doğmuş bulunan ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücretlerinden devreden işveren ile devralan işveren müştereken ve müteselsilen sorumludur.
Y A R G I T A Y K A R A R I
A)Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; müvekkilinin 01.12.2012 den itibaren … Derneğine bağlı işyerinde çalışırken 04.09.2008’den itibaren işyerinin….firmasına devredildiğini, kıdem tazminatı ve işçilik alacaklarının ödenmediğini belirterek söz konusu alacakların davalıdan tahsilini talep etmiş, daha sonra,… Derneğine karşı kıdem tazminatı talebiyle,…. İş Mahkemesine açtığı 2011/844 esas sayılı dosya bu dosya ile birleştirilmiştir.
B)Davalı Cevabının Özeti:
Davalı …Derneği vekili; 04.02.2008’de işyerinin devredildiğini, sorumlulukları bulunmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
Davalı ……. Turizm San. ve Tic. A.Ş. vekili; davanın yersiz açıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
C)Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, dava ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D)Temyiz:
Kararı davalı …Derneği vekili temyiz etmiştir.
E)Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı … vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- İşyeri devrinin iş ilişkisine etkileri ile işçilik alacaklarından sorumluluk bakımından taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
İşyeri devrinin esasları ve sonuçları 4857 sayılı İş Kanunu’nun 6. maddesinde düzenlenmiştir. Sözü edilen hükümde, işyerinin veya bir bölümünün devrinde devir tarihinde mevcut olan iş sözleşmelerinin bütün hak ve borçlarıyla devralan işverene geçeceği öngörülmüştür. Devir tarihinden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlar açısından, devreden işverenle devralan işverenin birlikte sorumlu oldukları aynı Kanun’un üçüncü fıkrasında belirtilmiş, devreden işverenin sorumluluğunun devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlı olduğu hükme bağlanmıştır.
Değinilen Kanun’un 120. maddesi hükmüne göre, 1475 Sayılı Kanun’un 14. maddesi halen yürürlükte olduğundan, işyeri devirlerinde kıdem tazminatına hak kazanma ve hesap yöntemi bakımından belirtilen madde hükmü uygulanmalıdır. Anılan maddeye göre, işyerlerinin devir veya intikali yahut herhangi bir suretle bir işverenden başka bir işverene geçmesi veya başka bir yere nakli halinde, işçinin kıdemi işyeri veya işyerlerindeki hizmet akitleri sürelerinin toplamı üzerinden hesaplanmalıdır. Bununla birlikte, işyerini devreden işverenlerin bu sorumlulukları, işçiyi çalıştırdıkları sürelerle ve devir esnasındaki işçinin aldığı ücret seviyesiyle sınırlıdır.
İşyeri devri fesih niteliğinde olmadığından, devir sebebiyle feshe bağlı hakların istenmesi mümkün olmaz. Aynı şekilde işyeri devri kural olarak işçiye haklı fesih imkânı vermez.
İşyeri devri halinde kıdem tazminatı bakımından devreden işveren kendi dönemi ve devir tarihindeki son ücreti ile sınırlı olmak üzere sorumludur. 1475 Sayılı Kanun’un 14. maddesinin ikinci fıkrasında, devreden işverenin sorumluluğu bakımından bir süre öngörülmediğinden, 4857 Sayılı Kanun’un 6. maddesinde sözü edilen devreden işveren için öngörülen iki yıllık süre sınırlaması, kıdem tazminatı bakımından söz konusu olmaz. O halde kıdem tazminatı işyeri devri öncesi ve sonrasında geçen sürenin tamamı için hesaplanmalı, ancak devreden işveren veya işverenler bakımından kendi dönemleri ve devir tarihindeki ücret ile sınırlı sorumluluk belirlenmelidir.
Feshe bağlı diğer haklar olan ihbar tazminatı ve kullanılmayan izin ücretlerinden son işveren sorumlu olup, devreden işverenin bu işçilik alacaklarından herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır.
İşyerinin devredildiği tarihe kadar doğmuş bulunan ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücretlerinden 4857 Sayılı Kanun’un 6. maddesi uyarınca devreden işveren ile devralan işveren müştereken müteselsilen sorumlu olup, devreden açısından bu süre devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlıdır. Devir tarihinden sonraki çalışmalar sebebiyle doğan sözü edilen işçilik alacakları sebebiyle devreden işverenin sorumluluğunun olmadığı açıktır. Bu bakımdan devirden sonraya ait ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücreti gibi işçilik alacaklarından devralan işveren tek başına sorumlu olacaktır.
Somut olayda, davacı işçi, 01.12.2002-04.09.2008 tarihleri arasında davalı …’ne ait işyerinde çalışmış, işyerinin 04.09.2008 tarihinde diğer davalı şirkete devrinin ardından da, işyerinde iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiği 11.08.2009 tarihine kadar kesintisiz çalışmıştır.
Mahkemece dinlenen tanık anlatımlarına göre, davacının davalılar nezdinde ara vermeksizin yaptığı işin vasıf ve mahiyeti değişmeksizin hemşire olarak çalıştığı sabit olmakla, davalılar arasındaki ilişki kendi aralarında ruhsat devri olarak nitelendirilmiş olsa da, işyeri devri niteliğini taşır. Dava konusu alacaklar konusunda işyeri devri hükümlerine göre davalıların sorumluluklarının belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
F)Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, 26.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.