YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ

Tarih: 22.04.2019 Esas: 2017/10319 Karar: 2019/9292

İşyeri Hekimi – Ücret Farkı – Türk Tabipler Birliği’nin İşyeri Hekimlerinin Alması Gereken Asgari Ücreti Belirleme Yetkisinin Olmaması

Özet:

Davacı işçi, işyeri hekimi olarak davalı işyerinde çalışmış, açmış olduğu bu davada Türk Tabipler Birliği’nin belirlediği ücretin ödenmesi gerektiğini ileri sürerek ücret farkı isteğinde bulunmuş, ihbar ve kıdem tazminatlarının da alması gereken ücret üzerinden hesaplanmasını talep etmiştir. Mahkemece, Türk Tabipler Birliği’nin belirlediği ücret tarifesi esas alınarak isteklerle ilgili hüküm kurulmuştur. Davacı işçinin iş sözleşmesinde, Türk Tabipler Birliği’nin belirleyeceği tarifenin altında ücret ödenmeyeceği yönünde açık bir hükme yer verilmemiştir. Türk Tabipler Birliği’nin işyeri hekimlerinin alması gereken asgari ücret miktarını belirleme yetkisi bulunmayıp bu yönde alınan kararın iş sözleşmesinin tarafları yönünden bağlayıcılığı bulunmamaktadır. 

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret farkı alacağını talep etmiştir.

Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.

Mahkemece davalı vekilinin temyiz talebi, temyiz başvurusunun süresinde olmadığı gerekçesi ile reddedilmiştir.

Davalı vekili ek kararı da temyiz etmiştir.

Mahkemenin tefhim edilen kısa kararının 6100 sayılı HMK’nın 297. ve 321. maddelerinde belirtilen zorunlu unsurların hiç birisini taşımadığı, temyiz süresini başlatmayacağı, bu nedenle temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldığından mahkemenin 26.10.2015 tarih ve 2013/84 Esas, 2015/456 Karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA karar verilerek yapılan temyiz incelemesinde;

Dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI 

A) Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili, davacının 01.12.2005 tarihinde sözleşmeli olarak işe başladığını, … Gıdanın … tarafından devralındığını, sonrasında davacı ile davalı arasında 16.10.2007 tarihinde işyeri hekimliği sözleşmesinin imzalandığını, 24.01.2013 tarihinde Etik Çalışma Yönetmeliğine ve Personel Yönetmeliğine aykın olarak ve Genel Müdürlüğün yazılı onayı olmadan ek iş yapmasının yasak olduğunu, davacının şirket ortağı olduğunu, bu hususta onay almadığı gerekçesi ile 4857 sayılı Kanunun 25/II. maddesine göre davacının iş sözleşmesinin feshedildiğini, davacının 16.10.2007 tarihinde … Hastanesinde çalıştığını, davacının sözleşmede belirtilen saat ve sürelere uyduğunu işini iyi yaptığını, adı geçen OSGB Şirketine ortak olmadığını, yapılan feshin haksız olduğunu, Türk Tabipler Birliği tarafından her yıl belirlenen iş yeri hekimliği asgari ücretleri miktarına göre davacının maaşının ödenmediğini, ihbar tazminatı ve kıdem tazminatına esas ücretin de Türk Tabipler Birliği tarifesine göre belirlenmesi gerektiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret alacağını talep etmiştir.

B) Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili, davacının İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliğine aykırı davrandığını, Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimi (OSGB) kurulması için tam zamanlı işyeri hekiminin istihdamının zorunlu olduğunu, davacının OSGB hizmeti veren bir şirket kurduğunu ve davalı şirkete bu şirket üzerinden iş yeri hekimliği hizmeti sunmak istediğini belirttiğini, davacının davalı şirkette bordrolu çalışırken OSGB hizmeti veren bir şirket kurmasının ve bu şirkette iş yeri hekimi alarak çalışmasın mevzuat hükümlerine aykırı olduğunu, davalı şirket bünyesinde çalışırken ortak olarak OSGB şirketi kurmasının yeni bir durum olduğunu bunun için Şirketin Genel Müdürlüğünden veya Yönetim Kurulundan yazılı olarak hiçbir onay almadığını, bu davranışı nedeniyle iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini, davacıya çalışma süresi boyunca tüm ücretlerinin eksiksiz olarak ödendiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci:

Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kabulüne karar verilmiştir.

D) Temyiz:

Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.

E) Gerekçe:

1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2- Davacı işçi, işyeri hekimi olarak davalı işyerinde çalışmış, açmış olduğu bu davada Türk Tabipler Birliği’nin belirlediği ücretin ödenmesi gerektiğini ileri sürerek ücret farkı isteğinde bulunmuş, ihbar ve kıdem tazminatlarının da alması gereken ücret üzerinden hesaplanmasını talep etmiştir.

Mahkemece, Türk Tabipler Birliği’nin belirlediği ücret tarifesi esas alınarak isteklerle ilgili hüküm kurulmuştur.

Davacı işçinin iş sözleşmesinde, Türk Tabipler Birliği’nin belirleyeceği tarifenin altında ücret ödenmeyeceği yönünde açık bir hükme yer verilmemiştir. Türk Tabipler Birliği’nin işyeri hekimlerinin alması gereken asgari ücret miktarını belirleme yetkisi bulunmayıp bu yönde alınan kararın iş sözleşmesinin tarafları yönünden bağlayıcılığı bulunmamaktadır.

Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, ilgili Yargıtay kararlarına gönderme yapılarak takdir mahkemeye ait olmak üzere hesaplamaya gidilmiştir. Mahkeme kararının gerekçesinde de Türk Tabipler Birliği’nin işyeri hekimleriyle işveren arasında yapılacak olan iş sözleşmelerinde ücreti belirleme yetkisi olmadığı açıklandığı halde başka bir gerekçeye yer verilmeksizin zamanaaşımı def’i ile sınırlı olarak hesaplanan ücret farkının kabulüne karar verilmiştir. İş sözleşmesinde ücretin TTB.nin belirlediği ücret olacağı kararlaştırılmadığından, davacının ücret farkı talebinin reddi gerekirken, yazılı şekilde ve hüküm fıkrasıyla uyumsuz gerekçe ile isteğin kabulü hatalıdır.

İhbar ve kıdem tazminatı alacaklarının da davacıya ödenen ücret üzerinden hesaplanarak hüküm altına alınması gerekirken hatalı değerlendirme ile hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

F) Sonuç:

Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 22.04.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.