YARGITAY 18.HUKUK DAİRESİ

Tarih: 18.10.2004 Esas: 2004 / 7201 Karar: 2004 / 7357

Kural Olarak Kütükte Mesken Olarak Kayıtlı Bir Bağımsız Bölüm Oybirliği ile Karar Verilmedikçe İşyeri Olarak Kullanılamaz.

Özet:

Dava, tapuda mesken olarak kayıtlı ancak işyeri olarak kullanılan bağımsız bölümün eski hale getirilmesi ve tahliyesi talebine ilişkindir. Kat mülkiyetine tabi taşınmazlarda kütükte mesken olarak kayıtlı bağımsız bölümler kural olarak kat maliklerinin oybirliği ile verdikleri karar olmadıkça işyeri olarak kullanılamaz. Somut olayda, ihtilaf konusu yer nalbur dükkanı olarak kullanılmaktadır. Davanın kabulü gerekirken yazılı gerekçe ile reddi hatalıdır.

Dava dilekçesinde tapuda mesken olarak kayıtlı fakat işyeri olarak kullanılan bağımsız bölümün mesken olan eski haline getirilmesi ve tahliye istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

YARGITAY KARARI

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kâğıtlar okunup gereği düşünüldü:

Davada, tapuda mesken nitelikli olan bağımsız bölümün dükkan (işyeri) olarak kat malikleri kurulu kararı sağlanmadan kullanıldığı ileri sürülerek bu yerin mesken olan eski haline dönüştürülmesine karar verilmesi istenilmiştir.

Yaptırtılan inceleme sonunda düzenlenen bilirkişi raporunda, dava konusu bağımsız bölümün nalburiye ve boya malzemeleri satışı için kullanıldığının tespit edildiği belirtilmiştir.

Mahkemece, bu yerde yapılan işin Kat Mülkiyeti Yasası’nın 24. maddesinin ikinci fıkrasına aykırılık teşkil etmediği, dükkan olarak kullanılmasının söz konusu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Kat Mülkiyeti Yasası’nın 24. maddesinde, ana gayrimenkulün kütükte mesken olarak gösterilen bağımsız bir bölümünde kat maliklerinin oybirliğiyle verilmiş kararı olmadıkça yapılamayacak işlerden bir bölümü örnekleme yöntemiyle gösterilmiş olup bunlar sayıldıktan sonra “gibi” sözcüğü kullanılmak suretiyle yasaklamanın tüm işyerleri için geçerli olduğu, bunlarla sınırlı olmadığı anlatılmak istenilmiş olup bu yorum Yargıtay’ın kararlılık kazanmış uygulamalarında da kabul edilmektedir.

Yasanın bu hükmüne rağmen yerinde olmayan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.

Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.10.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.