YARGITAY HUKUK GENEL KURULU

Tarih: 09.05.2018 Esas: 2017 / 96 Karar: 2018 / 1043

Marka Hükümsüzlüğü – Sicilden Terkin – Kötü Niyetli Tescil – İltibas

Özet:

Dava, davalı adına TPE nezdinde tescilli markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini istemine ilişkindir. 556 sayılı KHK’nın 35. maddesi uyarınca kötü niyetli tescil başvurusu halinde, itiraz üzerine başvuru TPE tarafından reddedilebilir. Yine, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16/07/2008 tarihli 2008/11-501 Esas, 2008/507 Karar sayılı ilamında da ifade edildiği üzere kötü niyetli tescil başlı başına bir hükümsüzlük sebebidir. Ancak, anılan HGK kararında da belirtildiği üzere genel olarak tescil yoluyla sağlanan marka korumasının amacına aykırı biçimde kötüye kullanılması yoluyla başkasının markasından haksız olarak yararlanmak veya gerçekte kullanılmayıp yedekleme, marka ticareti yapmak amacına ya da şantaja yönelik başvuru ve tesciller kötü niyetli olarak kabul edilmektedir. Kötü niyetin varlığı her somut olayın özellikleri göz önüne alınarak belirlenmelidir. Somut uyuşmazlıkta, davalının markasının davacı markaları karşısında iltibasa yol açması, davalının uzun süredir davacı ile aynı sektörde faaliyette bulunması yukarıda belirtilen HGK kararında benimsenen esaslara göre başlı başına kötü niyet ve hükümsüzlük nedeni oluşturmaz.

MAHKEMESİ : İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi (Kapatılan)

Taraflar arasındaki “Marka hükümsüzlüğü ile sicilden terkini” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesince (kapatılan) davanın kabulüne dair verilen 02.02.2011 gün ve 2009/14 E., 2011/20 K. sayılı karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 12.06.2013 gün ve 2011/11371 E., 2013/12306 K. sayılı kararı ile:

“…Davacı vekili, müvekkili adına tescilli ve uzun yıllardır kullanılan “ACADEMIA” markasının tanınmış marka olduğunu, müvekkilinin 1992 yılında Academia Yeni Yetenekler yarışmasını başlatarak ülkenin her yerinde ACADEMIA markasının tanınmasını sağladığını, davalı şirket adına tescil edilen “ACCADEMIA BY DARKMEN” markasının, müvekkilinin tanınmış “ACADEMIA” markası ile ayırt edilemeyecek derecede benzerlik arzettiğini, davalının kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, davalı şirket adına tescilli markanın hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, TPE nezdinde “Academia” ibareli tanınmış bir markanın bulunmadığını, müvekkili markasının esas unsurunun Darkmen ibaresi olduğunu, taraf markaları arasında ayniyet, karıştırılma ve bağlantılı olma ihtimali bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, davacı adına tescilli 135109 sayılı “Beymen Academia” ibareli ve 167867 sayılı “Academia” ibareli markaların davaya konu ve davalı adına tescilli markaların emtialarını da içerecek şekilde 8 ve 5 yıl önce tescil edildiği, bu iki marka ile davalı markasında esas unsur niteliğindeki ibarenin ACADEMIA kelimesi olduğu, davacının 135109 sayılı markasındaki Beymen kelimesinin davacının unvanını çağrıştırır şekilde ek unsur olarak kullanıldığı, davalının tescilli ibaresindeki Darkmen kelimesinin de bu suretle ek unsur olarak kullanıldığı, ticaret unvanındaki bu ibarenin davalı markasında Accademia By Darkmen olarak yazılmasında ne By kelimesinin, ne de ek unsur niteliğindeki Darkmen kelimesinin markaya ayrıt edicilik sağlamadığı, 20 yıla yakın süredir davacının Academia ibareli markası ile aynı sektörde olması sebebiyle davalının tescilli markanın aynı sınıflarındaki ürünler için esas unsuru aynı olan ve orta düzeydeki tüketici nezdinde iltibasa yol açar nitelikteki Accademia ibaresini kullanmasının, basiretli iş adamı gibi ve iyi niyetle hareket ettiği sonucuna vardırmayacağı, bu ibaredeki C harfinin iki kez kullanılmış olmasının da ibarelerin farklı algılanmasına yetmeyeceği gerekçesiyle, davanın kabulüne, davalı adına tescilli “ACCADEMIA BY DARKMEN” ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

Dava, davalı adına TPE nezdinde tescilli “ACCADEMIA BY DARKMEN” ibareli markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçeyle davalı tescilinin hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.

Gerçekten de 556 sayılı KHK’nın 35. maddesi uyarınca kötü niyetli tescil başvurusu halinde, itiraz üzerine başvuru TPE tarafından reddedilebilir. Yine, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16/07/2008 tarihli 2008/11-501 Esas, 2008/507 Karar sayılı ilamında da ifade edildiği üzere kötü niyetli tescil başlı başına bir hükümsüzlük sebebidir. Ancak, anılan HGK kararında da belirtildiği üzere genel olarak tescil yoluyla sağlanan marka korumasının amacına aykırı biçimde kötüye kullanılması yoluyla başkasının markasından haksız olarak yararlanmak veya gerçekte kullanılmayıp yedekleme, marka ticareti yapmak amacına ya da şantaja yönelik başvuru ve tesciller kötü niyetli olarak kabul edilmektedir. Kötü niyetin varlığı her somut olayın özellikleri göz önüne alınarak belirlenmelidir. Somut uyuşmazlıkta, davalının markasının davacı markaları karşısında iltibasa yol açması, davalının uzun süredir davacı ile aynı sektörde faaliyette bulunması yukarıda belirtilen HGK kararında benimsenen esaslara göre başlı başına kötü niyet ve hükümsüzlük nedeni oluşturmaz. Bu nedenle mahkemece kötü niyetli tescil olunduğundan bahisle davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesi doğru olmamış kararın bu nedenle davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir…” gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, davalı adına TPE nezdinde tescilli “ACCADEMIA BY DARKMEN” ibareli markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkini istemine ilişkindir.

Mahkemece, davacı markaları ile davalı markasının esas unsurunun “ACADEMIA” ibaresi olduğu, yirmi yıla yakındır davacının bu ibareyi taşıyan markaları ile aynı sektörde ve tescilli markanın aynı sınıfındaki ürünler için davalının esas unsuru “Accademia” olan markayı kullanmasının tüketici nezdinde iltibasa yol açabileceği gibi iyi niyetle hareket etmediği sonucunu doğurduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmuştur.

Mahkemece, bir önceki kararda dayanılan gerekçelerle direnme kararı verilmiş, direnme kararını davalı vekili temyize getirmiştir.

Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davalının “ACCADEMIA BY DARKMEN” markasını tescilde kötü niyetinin bulunup bulunmadığı, varılacak sonuca göre davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

O hâlde, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma ilamına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Geçici 3’üncü maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429’uncu maddesi gereğince BOZULMASINA, istek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, aynı Kanun’nun 440’ıncı maddesi uyarınca kararın tebliğinden tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 09.05.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.