YARGITAY 19. HUKUK DAİRESİ

Tarih: 18.01.2017 Esas: 2016 / 10573 Karar: 2017 / 231

Menfi Tespit – Davalının Senedin İhdas Nedeninin Farklı Olduğunu Beyan Etmesi (İhdas Nedenini Talil Etmesi) Halinde İspat Yükü Kendisine Geçer.

Özet:

Davacı, tehditle ve boş olarak alınan senetlerin malen düzenlenerek icra takibi yapıldığını iddia ederek borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi talebinde bulunmuştur.  Davalı ise, senetlerin bankadan çekilen kredi karşılığında kendisine verildiğini iddia etmiştir. Davalının senedin ihdas nedenini talil etmesi halinde ispat yükü kendisine geçer. İspat yükünün davalıda olduğu kabul edilerek bu yöndeki delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, ispat yükünde yanılgıya düşülerek  davacının yazılı delille davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı asil … ile vek. Av. … ve davalı vek. Av. … ile Av. …’in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-KARAR-

Davacı vekili, davalının müvekkilinden tehditle ve boş olarak dava konusu senetleri aldığını, senetlerin malen düzenlendiğini, davalının müvekkiline mal verdiğini yazılı delille ispat etmesi gerektiğini, müvekkili aleyhine senetlere dayalı olarak takipler başlatıldığını ileri sürerek müvekkilinin takipler nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, tarafların … Ltd. Şti.’nin ortağı olduklarını, müvekkilinin şirketteki hissesi ve devredilen mallara karşılık davacının müvekkiline 3 adet malen kayıtlı bono verdiğini, müvekkili tarafından şirkete ait fabrikaya hammadde temin etmek için 94.800,00 TL bedelli kredi çekildiğini, bu kredi borcunun karşılığı olarak davacının müvekkiline 94.800,00 TL bedelli malen kaydı içerir bono verdiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, dava konusu malen kayıtlı bonoların davacı tarafından imzalandığı, davacının bonolar nedeniyle herhangi bir mal alışverişinin olmadığını iddia ettiği, ispat külfetinin davacıda olduğu, davacının yazılı delille davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2- Davaya konu olan 94.800 TL bedelli senedin malen düzenlendiği anlaşılmaktadır. Davalı mahkemeye sunduğu 12.01.2015 tarihli cevap dilekçesinde bu senedin bankadan çekilen kredi karşılığında kendisine verildiğini bildirmiştir. Davalı bu beyanı ile malen düzenlenmiş senet metnini, senedin ihdas nedenini talil etmiştir. Senedin ihdas nedeninin talil edilmesi halinde davalı bu savunmasını kanıtlamak zorundadır. İspat yükü davalıya geçmiştir. Bu senet yönünden ispat yükünün davalı tarafta olduğu kabul edilerek davalının bu yöndeki delilleri toplayıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken ispat yükünde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir olunan 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 18.01.2017 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY YAZISI

Davalı cevap dilekçesinde yaptığı savunma ile dava konusu malen kayıtlı her 3 bonoyu da talil etmiştir. Bu nedenle Saygıdeğer Çoğunluğun dava konusu bonolardan sadece birinde talil bulunduğu diğer 2 bonoda talil bulunmadığı şeklindeki görüşüne muhalifim.