YARGITAY 8.HUKUK DAİRESİ

Tarih: 06.02.2016 Esas: 2015 / 1060 Karar: 2017 / 1152

Meskeniyet Şikayeti – Borçlunun “Haline Münasip Ev” Değerlendirmesi En Mütevazi Semtlerdeki Mesken Fiyatlarına Göre Yapılmalıdır.

Özet:

Borçlu vekili, haczedilen taşınmaz ile ilgili olarak meskeniyet şikayetinde bulunmuş ve haczin kaldırılmasını talep etmiştir. Borçlunun “haline münasip” evi haczedilemez. Meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı, haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Takip Hukukunda asıl amaç, alacaklının alacağına kavuşturulmasıdır.  Borçlunun “haline münasip ev” değerlendirmesi en mütevazi semtlerdeki mesken fiyatlarına göre yapılmalıdır. Yukarıdaki ilkeler dikkate alınmaksızın, eksik inceleme ve yetersiz rapora dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.

Taraflar arasında görülen davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

K A R A R

Borçlu vekili, haczedilen taşınmaz ile ilgili olarak İİK’nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendi kapsamında meskeniyet şikayetinde bulunmuş, haczin kaldırılmasını istemiştir. Mahkemece şikayetin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

İİK’nun 82/12. maddesi gereğince, borçlunun “haline münasip” evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki “aile” terimi, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar.

İcra Mahkemesi’nce borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tespit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktar borçluya verilmeli, kalanı icra dosyasında bırakılmalıdır. Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan ve ikamet için zorunlu ögeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır. Değerlendirme yapılırken en mütevazi semtlerdeki mesken fiyatları esas alınmalıdır.

Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda borçlunun aynı bölgede haline münasip alabileceği evin değeri 160.000,00-170.000,00 TL olarak belirlenmiştir.

O halde, mahkemece yapılacak iş, takip hukukunda asıl olanın alacaklının alacağına kavuşturulması olup, borçlunun daha mütevazi semtte oturabileceği hususu göz önünde bulundurularak haline münasip evi alabileceği miktar yukarıdaki ilkeler doğrultusunda bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle tespit edilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yetersiz rapora dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme hükmünün yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK’nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın temyiz edene iadesine, 06.02.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.