YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ

Tarih: 09.04.2019 Esas: 2017/9651 Karar: 2019/8198

Mobbing – Hakaret – Haklı Fesih – Kıdem Tazminatı

Özet:

Davacının işyerinde psikolojik baskıya maruz kaldığı ve rencide edici sözlere muhatap olduğu şeklindeki fesih sebebi bakımından tekil iki olay haricinde başkaca ispat bulunmadığı görülmektedir. Öncelikle sistematik bir durum söz konusu olmadığından davacının işyerinde mobbinge maruz kaldığı söylenemez. Diğer taraftan yukarıda anlatılan iki olay kendi bağlamında değerlendirildiğinde hakaret veya sataşma niteliğinde de değildir ve işçiye haklı fesih imkanı tanımaz. Sonuç itibariyle davacı işyerinde psikolojik baskıya maruz kaldığı ve hakarete uğradığı şeklindeki fesih nedenini ispatlayamadığından şartları bulunmayan kıdem tazminatı talebinin reddi gerekirken sehven talep edilmeyen ihbar tazminatı adı altında kıdem tazminatının kabulüne karar verilmesi hatalıdır.

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI 

A) Davacı İsteminin Özeti:

Davacı dilekçesinde özetle; davalı yanında 03/01/2012 tarihinden itibaren call center olarak çalıştığını, en son net 1.400,00 TL ücret aldığını, işyerinde uygulanan mobbing, psikolojik baskı ve rencide edici sözler nedeniyle iş akdini 03/06/2014 tarihinde haklı nedenle feshettiğini ve davalıya ihtarname gönderdiğini, çalışma şeklinin 08.30-18.30 saatleri arasında olduğunu, işyerinde yemek asgari geçim indirimi uygulaması olduğunu, Haziran 2014 ayı 3 günlük ücreti ile kıdem tazminatı, yıllık izin ücretleri ve asgari geçim indirimi alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, bakiye ücreti ve asgari geçim indirimi alacaklarını istemiştir.

B) Davalı Cevabının Özeti:

Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacının 03/01/2012 tarihinde yanında çalışmaya başladığını, mobbing, psikolojik baskı vs. iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacı ile arasında husumet bulunmadığını, olağan hayat akışına aykırı bir durum yaşanmadığını, davacının 04/05/06/2014 tarihlerinde izinsiz ve mazeretsiz işe gelmediğini, durumun tutanak altına alındığını ve 12/06/2014 tarihinde Noter marifetiyle ihtarname gönderildiğini, davacının yazılı savunma vermemesi sebebiyle iş akdinin İş Kanunu’nun 25/II-g maddesi uyarınca haklı sebeple 02/07/2014 tarihinde feshedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece özetle; SGK kayıtları, toplanan delillerin değerlendirilmesinde; davacıya ait sigorta hizmet cetveli çerçevesinde davalının, sorduğu harç miktarının yanlış söylenmesi üzerine davacıya “söylediğimi anlayamamışsınız. Bu kapasite meselesidir.” dediği, ayrıca davacının büroya sipariş edilen şirket yemeğinden yememesi üzerine “İngiliz kontesi misin? Evinde ne tür yemek yiyorsun?” sözleriyle çıkıştığı, zaman zaman bağırıp çağırdığı tanık beyanlarından anlaşıldığı, davacının iş yerini terk etmesi yukarıda izah edilen davalının eylemleri sonucu olduğu, bu durumda sözleşmenin işçi tarafından iş yerinin terk edilmesi şeklindeki fesih haklı fesih niteliğinde olduğundan kıdem tazminatının, ücret ve yıllık izin ücreti alacaklarının kabulüne, asgari geçim indirimi alacağının reddine karar verilerek hüküm kurulmuştur.

D) Temyiz:

Kararı davalı temyiz etmiştir.

E) Gerekçe:

1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2- Somut uyuşmazlıkta davalı işyeri avukatlık bürosu olup, davacı bu işyerinde call-center olarak çalışmaktadır. Çalışma esnasında bilinmeyen bir tarihte davalı avukat tanık Yasemin’i arayarak bir dosyadaki tahsil harcını sormuş,tanık Yasemin ise işyerinde bulunan davacıya telefon ile bu durumu iletmiş ve aldığı cevabı davalıya aktarmıştır.

Davalıya aktarılan cevabın hatalı olduğu sadece tahsil harcını sorduğu halde kendisine harcın tamamına ilişkin meblağın bildirildiği ortaya çıkmış, davalı da işyerine döndüğünde tanık Yasemin ile davacıya sadece tahsil harcını sorduğu halde niye tahsil harcı yerine tamamını bana bildirdiniz diye sormuş, muhatapları da yanlış anladıklarını beyan edince davalının her ikisine birden “söylediğimi anlayamamışsınız, bu kapasite meselesidir” dediği yine tarihi belli olmayan bir başka gün işyerine gelen yemeği beğenmeyip yemeyen davacıya davalının bunun sebebini sorduğunu, yemeklerin beğenilmediği cevabına karşılık “İngiliz kontesti misin? Evinde ne tür yemek yiyorsun?” dediği, davacının işyerinde psikolojik baskıya maruz kaldığı ve rencide edici sözlere muhatap olduğu şeklindeki fesih sebebi bakımından yukarıda açıklanan tekil iki olay haricinde başkaca ispat bulunmadığı görülmektedir. Öncelikle sistematik bir durum söz konusu olmadığından davacının işyerinde mobbinge maruz kaldığı söylenemez.

Diğer taraftan yukarıda anlatılan iki olay kendi bağlamında değerlendirildiğinde hakaret veya sataşma niteliğinde de değildir ve işçiye haklı fesih imkanı tanımaz.

Sonuç itibariyle davacı işyerinde psikolojik baskıya maruz kaldığı ve hakarete uğradığı şeklindeki fesih nedenini ispatlayamadığından şartları bulunmayan kıdem tazminatı talebinin reddi gerekirken sehven talep edilmeyen ihbar tazminatı adı altında kıdem tazminatının kabulüne karar verilmesi hatalıdır.

F) Sonuç:

Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 09.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.