YARGITAY 20.HUKUK DAİRESİ

Tarih: 10.12.2018 Esas: 2017/4099 Karar: 2018/8004

Ortak Gider Alacağı – Kat Mülkiyeti Kanunu – Gecikme Tazminatı Başlangıcı

Özet:

Dava, ortak gider alacağına yönelik başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 20. maddesine göre; kat maliklerinden her biri aralarında başka türlü anlaşma olmadıkça ana taşınmazın ortak giderlerini ve bununla ilgili avansı kendi arsa payları oranında ödemekle yükümlüdür ve bu ortak giderler her türlü delille ispat edilebilir. Davacı öncelikle icra takibine konu aidatlara ilişkin olarak alınmış bir kat malikleri kurulu kararı olup olmadığını, olmadığı takdirde işletme projesinin davalıya tebliğ edilerek kesinleştiğini aksi takdirde ise yapılan giderlere ilişkin makbuz ve faturaları sunarak ortak gider alacağını ispatlamalıdır. Yine, Kat Mülkiyeti Kanununun 20. maddesinin 2. fıkrasının 2. cümlesine göre ise gider ve avans payının tamamını ödemeyen kat malikinin ödemede geciktiği günler için aylık yüzde beş (14.11.2007-5711/9. madde ile değişiklikten önce %10) hesabıyla gecikme tazminatı ödemekle yükümlü olduğundan, ortak giderden payına düşeni ödemeyen bağımsız bölüm malikinin ödemede geciktiği günler için ödemekle yükümlü bulunduğu gecikme tazminatının başlangıcının açıkça saptanmış olması gerekir. Dava konusu ortak giderin dayanağını oluşturan kat malikleri kurulu kararına davalı katılmışsa karar tarihi, kararın alındığı toplantıya katılmamışsa bu kararın veya işletme projesinin kendisine tebliğ edildiği veyahut başka bir biçimde borcunu öğrendiği tarih esas alınmalıdır. 

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekilinin nöbetçi asliye hukuk mahkemesine verdiği dava dilekçesinde, davalı borçlunun maliki olduğu gayrimenkule ilişkin birikmiş aidat dolayı davacı tarafından … İcra Müdürlüğünün 2009/1395 Esas sayılı dosyası ile ilamsız takibi yapıldığını bu itirazın cari hesap ekstreleri ve kesinleşmiş işletme projesinden anlaşılacağı üzere haksız olduğunu ayrıca yüzde beş gecikme tazminatının da Kat Mülkiyeti Kanununun 20. maddesinden kaynaklandığını ve bu itirazın da haksız olduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve yüzde kırktan aşağı olmamak üzere ihmalkar tazminat hükmedilmesi istenilmiştir.

Asliye Hukuk Mahkemesi 01/04/2010 tarihinde uyuşmazlığın kat mülkiyetinden kaynaklandığı gerekçesi ile görevsizlik kararı vermiş, davacının hükmü temyiz etmesi üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2012/3692 Esas, 2012/15108 Karar sayılı ilamı ile görevsizlik kararının onanmasına karar verilmiştir.

Sulh Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonucu davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davalının … 1. İcra Müdürlüğünün 2009/1395 Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali takibin 16.167,72-TL üzerinden devamına, alacak likit olup borçlu itirazında haksız olduğundan asıl alacağın %40’ı oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, ortak gider alacağına yönelik başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.

634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 20. maddesine göre; kat maliklerinden her biri aralarında başka türlü anlaşma olmadıkça ana taşınmazın ortak giderlerini ve bununla ilgili avansı kendi arsa payları oranında ödemekle yükümlüdür ve bu ortak giderler her türlü delille ispat edilebilir.

Davacı öncelikle icra takibine konu aidatlara ilişkin olarak alınmış bir kat malikleri kurulu kararı olup olmadığını, olmadığı takdirde işletme projesinin davalıya tebliğ edilerek kesinleştiğini aksi takdirde ise yapılan giderlere ilişkin makbuz ve faturaları sunarak ortak gider alacağını ispatlamalıdır. Bu kapsamda davacı vekilinin sunmuş olduğu ortak gider su borcuna ilişkin alınan bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden, su borcunun ortak gider olup olmadığı tespit edilmeksizin yazılı olduğu şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.

Yine, Kat Mülkiyeti Kanununun 20. maddesinin 2. fıkrasının 2. cümlesine göre ise gider ve avans payının tamamını ödemeyen kat malikinin ödemede geciktiği günler için aylık yüzde beş (14.11.2007-5711/9. madde ile değişiklikten önce %10) hesabıyla gecikme tazminatı ödemekle yükümlü olduğundan, ortak giderden payına düşeni ödemeyen bağımsız bölüm malikinin ödemede geciktiği günler için ödemekle yükümlü bulunduğu gecikme tazminatının başlangıcının açıkça saptanmış olması gerekir. Dava konusu ortak giderin dayanağını oluşturan kat malikleri kurulu kararına davalı katılmışsa karar tarihi, kararın alındığı toplantıya katılmamışsa bu kararın veya işletme projesinin kendisine tebliğ edildiği veyahut başka bir biçimde borcunu öğrendiği tarih esas alınmalıdır.

Buna göre mahkemece, ortak gider alacağına ilişkin icra takibinin temelini oluşturan genel kurul kararları, işletme projeleri ve gelir-gider makbuzları ve anataşınmaza ait yönetim planı temin edilerek gerekirse denetime elverişli bilirkişi raporu ile davalının ödemekle yükümlü olduğu ortak gider bedeli tespit edilmelidir. Ayrıca yukarıdaki esaslar dikkate alınarak davalının ortak gider borcunun öğrendiği günün açıkça belirlenerek bu tarihten itibaren gecikme tazminatının başlatılması gerekirken, bu konuda yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan gecikme tazminatı hakkında hiçbir hüküm kurulmamış olması bozmayı gerektirmiştir.

Kabul şekline göre de, bir hükmün neleri içermesi gerektiği HMK’nın 297. maddesinde tek tek sayılarak ayrıntılı biçimde gösterilmiştir. Buna göre, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Mahkemece hüküm fıkrasında itirazın iptaline karar verdiği miktarın asıl alacak mı takip tutarı mı olduğunu açıkça yazmayarak sadece miktar belirtilmek sureti ile davanın kısmen kabulüne karar vermesi de bu nedenle doğru görülmemiştir.

Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK’nın 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 10/12/2018 günü oy birliği ile karar verildi.