YARGITAY 11.HUKUK DAİRESİ

Tarih: 25.05.2016 Esas: 2015 / 10797 Karar: 2016 / 5710

Ortaklar Kurulunca Onaylanan Şirket Hisse Devri Otuz Gün İçinde Ticaret Siciline Bildirilmemiş ise Ayrılan Ortağın Sicile Başvuru Hakkı Bulunduğundan Dava Açmakta Hukuki Yararı Yoktur.

Özet:

Dava, şirket hisse devirlerinin ve şirket müdürlük görevinin istifa ile sona ermesine ilişkin limited şirket ortaklar kurulu kararının ticaret siciline tescil ve ilanı istemine ilişkindir. Şirket sözleşmesinde aksine hüküm bulunmadıkça, esas sermaye payının devri için, ortaklar genel kurulunun onayı şarttır ve devir bu onayla geçerli olur. Esas sermaye paylarının devrinin tescil edilmesi için, şirket müdürleri tarafından ticaret siciline başvurulur. Ortaklar kurulunca onaylanan şirket hisse devri otuz izinde ticaret siciline bildirilmemişse ayrılan ortağın sicile başvuru hakkı vardır. Ayrılan ortağın sicile başvuru hakkı bulunduğundan dava açmakta hukuki yararı yoktur. Davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığından dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmelidir.

Taraflar arasında görülen davada …. 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 24/02/2015 tarih ve 2014/871-2015/82 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacılar vekili, müvekkillerinin davalı şirketteki hisselerini 16/04/2014 tarihli noter senetleri ile davalı şahıslara devrettiklerini, aynı tarihli ve 2004/1 sayılı ortaklar kurulu kararıyla devirlerin tanınıp ortaklar pay defterine işlenmesine, pay devrine müteakiben … …’nun şirket müdürlüğünden istifa ettiğinin tescil ve ilanına, yerine müdür atanmasına ve hisse devirlerinin yeni şirket ortaklar kurulunca yapılması ile tescil ve ilan ettirilmesine karar verildiğini, devir ve istifa ile birlikte müvekkillerinin davalı şirketle ilgilerinin kalmadığını ileri sürerek, ortaklar kurulu kararının tescil ve ilanına karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı … …, şirketten haberinin olmadığını savunmuştur.

Diğer davalılar yargılamaya katılmamıştır.

Mahkemece, Ticaret Sicil Memurluğu’nun görevine giren hususlarda mahkemece idari işlem niteliğinde tescil kararı verilemeyeceği, idareyi işlem tesisine zorlayıcı şekilde şirket ortaklar kurulu kararının tescil ve ilanına yönelik bir hüküm kurulamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı davacılar vekili temyiz etmiştir.

1- Dava, şirket hisse devirlerinin ve şirket müdürlük görevinin istifa ile sona ermesine ilişkin limited şirket ortaklar kurulu kararının tescil ve ilanı istemine ilişkindir.

Ancak, 6102 sayılı TTK’nın 595. maddesi gereğince, şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse, esas sermaye payının devri için, ortaklar genel kurulunun onayı şarttır ve devir bu onayla geçerli olur. Aynı Kanun’un 598. maddesi gereğince esas sermaye paylarının geçişlerinin tescil edilmesi için, şirket müdürleri tarafından ticaret siciline başvurulur. Başvurunun otuz gün içinde yapılmaması hâlinde, ayrılan ortak, adının bu paylarla ilgili olarak silinmesi için ticaret siciline başvurabilir. Bu durumda, mahkemece, Yasa’nın bu hükmüne göre, davacının işbu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı gözetilerek dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddi doğru görülmemiş, hisse devirlerine ilişkin kararın tescil ve ilanına ilişkin talep yönünden verilen ve sonucu itibariyle doğru olan red hükmünün HUMK’nun 436. maddesi uyarınca gerekçesi değiştirilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.

2- Ortaklar kurulu toplantısında alınan müdürlük görevinden istifaya yönelik kararın tescil ve ilanına ilişkin talep yönünden ise; 16.04.2004 tarihli ortaklar kurulu kararı ile pay devrini müteakiben … …’nun şirket müdürlüğünden istifa ettiğinin tescil ve ilanına karar verilmesi kararlaştırılmıştır. Bu kararın tescil ve ilanı için başvuruda bulunulmadığı gerekçesi ile işbu dava açılmış olup, davacılardan … …’nun işbu davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu açıktır.

Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesi, ‘Herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz’ hükmünü içermektedir. Bu hükümden hareketle, sırf bir takım yükümlülüklerden kaçınmak amacına yönelik olan, davalı şirketin sicile bildirimde bulunmama şeklindeki eylemi Kanun tarafından himaye edilmeyeceği kuşkusuz olup, uyuşmazlığın bu çerçevede değerlendirilmesi ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru olmamış, müdürlük görevinden istifaya yönelik kararın tescil ve ilanına ilişkin talebin reddine ilişkin hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hisse devirlerine ilişkin kararın tescil ve ilanına ilişkin talep yönünden verilen ve sonucu itibariyle doğru olan red hükmünün gerekçesi değiştirilerek ONANMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile müdürlük görevinden istifaya yönelik kararın tescil ve ilanına ilişkin talebin reddine ilişkin hükmün BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 1,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenlerden alınmasına, 25.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.