YARGITAY 11.HUKUK DAİRESİ

Tarih: 20.12.2018 Esas: 2017/337 Karar: 2018/8127

Şirketin Zarara Uğratılması – Tazminatın Şirkete Ödenmesi Talebiyle Dava Açılabileceği

Özet:

Dava, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 309. maddesi uyarınca şirket alacaklısınca açılmış bulunan tazminat davasıdır. Davacı taraf, davalıların şirket mallarını danışıklı olarak elden çıkarttığını, şirket alacaklarının şirkete aktarılmadığını ve davalıların icra takibine haksız itirazı nedeniyle şirketten olan alacağını tahsil edemediğini ileri sürerek, davalı müdürlere husumet yönelttiğine göre, bu zarar davacının doğrudan doğruya zararı olmayıp, dolaylı uğradığı zarardır. Bu durumda da Dairemizin yerleşmiş uygulamalarına ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 309. maddesine göre dava edilen tazminatın şirkete ödenmesi talebiyle dava açılması gerekmektedir.

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 05/06/2015 gün ve 2014/422-2015/564 sayılı kararı bozan Daire’nin 18/10/2016 gün ve 2016/1987-2016/8234 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

Davacı vekili, müvekkilinin davalı gerçek kişilerin ortağı olduğu davalı şirketten alacaklı olduğunu, alacağın tahsili için başlatılan takibe davalıların haksız olarak itiraz etiğini, daha sonra davalıların şirketin mallarını danışıklı olarak elden çıkarttığını, şirket alacaklarının davalı ortaklar tarafından alınıp şirkete aktarılmadığını ileri sürerek, 12.500,00 TL tahsil edilemeyen alacak, 12.500,00 TL’de 2006 yılında muaccel olan alacağın ödenmemiş olması nedeniyle uğranılan zarara karşılık olmak üzere toplam 25.000,00 TL’nin davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, 02.03.2015 tarihli dilekçesi ile talep ettikleri alacağın munzam zarar olmayıp doğrudan müvekkilinin uğradığı zarar olduğu ve dava tarihinden itibaren ticari avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ederek davayı ıslah etmiştir.

Davalı … vekili, davanın reddini istemiştir.

Diğer davalılar, davaya cevap vermemişlerdir.

Mahkemece, davalı şirket yönünden davanın feragat nedeniyle reddine, diğer davalılar yönünden davanın ıslah edilmiş hali ile kabulüne, 25.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren ticari avans faizi ile davalılardan tahsiline dair verilen kararın davalı … vekilince temyizi üzerine karar Dairemizce bozulmuştur.

Bu kez davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

Dava, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 309. maddesi uyarınca şirket alacaklısınca açılmış bulunan tazminat davasıdır. Davacı taraf, davalıların şirket mallarını danışıklı olarak elden çıkarttığını, şirket alacaklarının şirkete aktarılmadığını ve davalıların icra takibine haksız itirazı nedeniyle şirketten olan alacağını tahsil edemediğini ileri sürerek, davalı müdürlere husumet yönelttiğine göre, bu zarar davacının doğrudan doğruya zararı olmayıp, dolaylı uğradığı zarardır. Bu durumda da Dairemizin yerleşmiş uygulamalarına ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 309. maddesine göre dava edilen tazminatın şirkete ödenmesi talebiyle dava açılması gerekmektedir. Davacı vekili, dava dilekçesiyle talep edilen tazminatın kendisine ödenmesini istemiş, 02/03/2015 tarihli ıslah dilekçesiyle ise davacı şirketin doğrudan zarar gören olması nedeniyle adına tahsil isteme hakkına sahip olduğunu, hükmedilecek tutarın davacı şirkete, olmadığı takdirde adına talepte bulunulan davalı borçlu şirkete ödenmesi şeklinde beyanını ve talebini ıslah ettiğini bildirerek davanın ıslah dilekçesindeki talebi gibi kabul edilmesini istemiştir. Bu nedenle, mahkemece dava konusu edilen zararın davacının dolaylı uğradığı zarar olduğu, ıslah dilekçesiyle birlikte davacı vekilince terditli olarak talep edilen tazminatın borçlu şirkete verilmesi istemi de nazara alınarak değerlendirme yapılması, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken zararın doğrudan doğruya bir zarar olduğundan bahisle ve terditli talep gözetilmeksizin yazılı şekilde hükmedilen bedelin davalılar … ve …’dan tahsiliyle davacıya verilmesine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu suretle, mahkeme ilamının belirtilen sebeplerle bozulması gerekirken, yazılı gerekçeyle bozulması nedeniyle davacı vekilinin bu yöne ilişkin karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairemizin 18/10/2016 gün ve 2016/1987 Esas 2016/8234 Karar sayılı ilamının 1. bendinin kaldırılarak kararın bu değişik gerekçe ile bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 18/10/2016 gün ve 2016/1987 Esas 2016/8234 Karar sayılı ilamının 1. bendinin kaldırılarak kararın bu değişik gerekçe ile BOZULMASINA, ödediği karar düzeltme harcının isteği halinde karar düzeltme isteyen davacıya iadesine, 20/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.