YARGITAY 11.HUKUK DAİRESİ

Tarih: 28.02.2018 Esas: 2016/6964 Karar: 2018/1497

Tasarım Hakkına Tecavüz Nedeniyle Tazminata Karar Verilebilmesi İçin Davalının Kusuru Saptanmış Olmalıdır.

Özet:

Davacı, ürettiği seccade tasarımlarını tescil ettirdiğini, davalının kendisine ait tasarımların aynısını üretip satarak haksız kazanç sağladığını ileri sürerek endüstriyel tasarım hakkına tecavüzün önlenmesi, sonuçlarının ortadan kaldırılması, maddi ve manevi tazminat taleplerinde bulunmuştur. Tasarımdan doğan hakları tecavüze uğrayan tasarım hakkı sahibi, tecavüzün giderilmesi, maddi ve manevi tazminat talep edilebilir. Tasarım hakkına tecavüz nedeniyle tazminata karar verilebilmesi için davalının kusuru saptanmış olmalıdır. Seccadelerle ilgili perakende satıcılık işi ile iştigal eden davalının kusurlu sayılması için yaptığı iş gereği satış eyleminin davacının tasarım hakkına tecavüz oluşturduğunu bilmesi ya da bilebilecek durumda olması gerekir. Sıkça üretilen ve satışa arz edilirken tasarımı hususunda kendisinden özel bir ihtimam göstermesi beklenilemeyecek olan davalının satışa sunduğu seccade desenlerinin davacıya ait tasarımlar olduğu hususunu bildiği ya da bilmesi gerektiğinin kabulü mümkün olmadığından kusurlu kabul edilemez. Bu durumda, davacının tazminat taleplerinin reddi gerekir. 

Taraflar arasında görülen davada …. 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 17/11/2015 tarih ve 2013/200-2015/259 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi  tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili; müvekkilinin ürettiği seccade tasarımlarını 2011/00915 ve 2012/04299 tescil numarası ile çoklu tasarım olarak tescil ettirdiğini, davalının müvekkil şirkete ait tasarımların aynısını üretip satarak haksız kazanç sağladığını ve müvekkilinin satışlarını olumsuz yönde etkilendiğini, davalının taklit ürünlerinin kalitesiz olduğunu ve müvekkilinin itibarını zedelediğini ileri sürerek davalının tecavüzünün tespiti, refi ve meni ile tecavüz sonucu gerçekleşen zararlarının 554 sayılı KHK’nin 52. maddesi gereğince tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 30.000 TL maddi, 30.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini, taklit edilerek üretilen tecavüz konusu ürünlere el konulmasını talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili; müvekkilinin üretici olmadığını, söz konusu ürünleri başka bir firmadan satın aldığını, numune olarak bulundurduğunu ve satışının yapılmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının 2012/04299 tescil numaralı tasarımlardan (4) numaralı tasarım ile davalı tarafa ait tasarımın malzeme ve desen, desenin uygulama biçimi yönünden tüketiciyi yanıltacak derecede benzer özellik taşıdığını, diğer tasarımlar arasında benzerlik görülmediği, davacının, davalıya dava tarihinden önce bir ihtarda bulunmadığı, ihlalin ne zaman başladığı belli olmadığından tasarım tescil tarihlerinden dava tarihine kadar olan dönem 01.08.2012 – 13.11.2013 için tazminat hesaplanabileceği, davalının A…..-Halı ve Kilim İmalatı firmasından 450 adet seccade satın aldığı, peluş seccadenin 2013 yılındaki satış fiyatının 43 TL olduğu, davalının seccadeleri perakende olarak satması halinde 2013 yılında elde edebileceği kâr miktarının 12.600 TL olduğu, davalının sattığı seccadelerin (68,5 x 120,5 cm) ölçülerinde olduğu ve davacının seccadelerine göre daha kalitesiz malzemeden üretildiği, bu sebeple seccadelerin 43 TL’den daha düşük fiyata satılabileceği ve buna göre elde edilecek kâr miktarının 12.600TL’den daha az olabileceği, TBK’nin 50. ve 51. maddesi hükümleri de değerlendirilmek suretiyle bu tutardan takdiren 1/3 oranında indirim yapılmak suretiyle 8.000 TL maddi tazminatın uygun bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, davalının satışını yapmış olduğu seccadeler ile davacı endüstriyel tasarım hakkına tecavüzünün tespitine, tecavüzün ref’i ve men’i ile tecavüze konu üretilen ürünlere el konulmasına, 8.000 TL maddi tazminatın ve takdiren belirlenen 5.000 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.

1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davalının eylemleri ile davacının endüstriyel tasarım hakkına tecavüz etmiş olmasına göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.

2- Dava, endüstriyel tasarım hakkına tecavüzün önlenmesi, sonuçlarının ortadan kaldırılması, maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir.

Mahkemece, davalının davacıya ait endüstriyel tasarım hakkına tecavüzün önlenmesine, tecavüze konu ürünlere el konulmasına ve maddi-manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

Dairemizin 19.12.2013 tarih 8889/23302 sayılı kararında da açıklandığı üzere, 554 sayılı KHK 49/c bendine göre, tasarımdan doğan hakları tecavüze uğrayan tasarım hakkı sahibi tecavüzün giderilmesi ve maddi-manevi zararının tazminini talep edilebilir. Ancak, aynı KHK 50. maddesine göre de, tecavüz fiilini işleyenin kusurlu olması halinde tasarım hakkı sahibinin zararının tazminine karar verilebilecektir. Bu nedenle, seccadelerle ilgili perakende satıcılık işi ile iştigal eden davalının kusurlu sayılması için yaptığı iş gereği satış eylemini davacının tasarım hakkına tecavüz oluşturduğunu bildiği ya da bilebilecek durumda olması gerekir.

Oysa, somut uyuşmazlıkta sıkça üretilen ve satışa arz edilirken tasarımı hususunda kendisinden özel bir ihtimam göstermesi beklenilemeyecek (C. Suluk, A. Orhan, Uygulamalı Fikri Mülkiyet Hukuku, Cilt 3, Tasarımlar, sayfa 463) olan davalının satışa sunduğu seccade desenlerinin davacıya ait tasarımlar olduğu hususunu bildiği ya da bilmesi gerektiğinin kabulü mümkün olamayacağından tecavüz eyleminde kusuru bulunmadığının kabulü ile davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde maddi-manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, alınmadığı anlaşılan 176,60 TL temyiz başvuru harcı ile 35,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 28.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.