YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİ

Tarih: 29.12.2016 Esas: 2016 / 13464 Karar: 2016 / 12181

Tasarrufun İptali Davalarında Borçlu ve Borçlu ile Hukuki Muamelede Bulunan 3. Kişi Zorunlu Dava Arkadaşıdır.

Özet:

Davacı, İİK’nun 277. maddesine dayalı olarak tasarrufun iptali talebinde bulunmuştur. Tasarrufun iptali davalarında borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan 3. kişi zorunlu dava arkadaşıdır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir. Borçlu taraf gösterilmeden sadece borçlunun lehine tasarrufta bulunduğu 3. kişi aleyhine dava açılmıştır. Bu durumda öncelikle, dava dilekçesi ve duruşma gününün dava dışı borçluya tebliği ile taraf teşkili sağlanmalıdır. 

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin yetkisizliğine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, dava dışı borçlu …’nun alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı taşınmazı 13.1.2015 tarihinde davalı …’ya sattığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufun iptaline, dava konusu taşınmazın borçlu adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı … vekili, ikametgah yeri itibarıyla … Mahkemelerinin yetkili olduğunu, dava dışı borçlunun zorunlu dava arkadaşlığı nedeniyle taraf olarak gösterilmesi gerektiğini, aciz belgesi sunulmadığını, dava konusu taşınmazın alacağa mahsuben alındığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre; davanın tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu, davalı vekilinin süresi içinde yetki itirazında bulunduğu, davalının yerleşim yerinin … olduğu, tasarrufun iptali davalarında genel yetki kurallarına göre davanın davalının yerleşim yeri mahkemesinde görülmesi gerektiğinden dava dilekçesinin yetki yönünden reddi ile Mahkemenin yetkisizliğine, karar kesinleştiğinde ve süresi içinde talep edilmesi halinde dosyanın yetkili … Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, İİK’nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanunu’nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da “iyi niyet kurallarına aykırılık” nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.

İİK’nun 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir.

Somut olayda eldeki dava, borçlu taraf gösterilmeden sadece borçlunun lehine tasarrufta bulunduğu 3. kişi aleyhine açılmıştır. 3. kişi ile borçlu arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan Mahkemece öncelikle dava dilekçesi ve duruşma gününün dava dışı borçlu …’ya tebliği ile taraf teşkilinin sağlanması adı geçen borçlunun cevap dilekçesi ile bildireceği deliller değerlendirilerek HMK’nun  6, 7 ve 60. maddesi de göz önünde bulundurularak yetki itirazının değerlendirilmesi gerekirken taraf teşkili sağlanmadan kurulan hüküm isabetli görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 29.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.