YARGITAY HUKUK GENEL KURULU 

Tarih: 22.04.2015 Esas: 2013/1948 Karar: 2015/1247

Teminat Senedi – Üçüncü Kişinin Hakları

Özet :

Senet borçlusu ile alacaklısı arasında senedin teminat senedi olduğunu belirleyen protokol senedin ciro yoluyla hamili olan alacaklıyı bağlamaz. Senet metninde teminat olduğuna dair ibare bulunmuyor ise, o senedin teminat senedi olduğu kabul edilemez.

Taraflar arasındaki “itiraz” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul Anadolu 3.(Kapatılan Pendik 1.) İcra Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 07.10.2011 gün ve 2011/415 E.-2011/563 K. sayılı kararın incelenmesi davalı-alacaklı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 12.06.2012 gün ve 2012/4414 E.-2012/20221 K. sayılı ilamı ile;

(…TTK.nun 599.maddesi gereğince, her ne kadar, şahsi def’iler hamile karşı ileri sürülemez ise de: aynı maddede (meğer ki hamil, poliçeyi iktisap ederken, bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun) hükmüne yer verilmiştir.

Somut olayda takip dayanağı bononun teminat olduğuna ilişkin iddianın temel dayanağı olan 05.10.2007 tarihli protokol borçlu C.. H.. ile lehdar L. H. ve bunların vekilleri arasında keşide edilmiş olup, takip alacaklısı N.. K.. bu protokolde taraf değildir. Bu protokolün takip alacaklısı yönünden herhangi bir bağlayıcılığı bulunmamaktadır. Senet metninde teminat olduğuna dair bir ibare de yer almamaktadır. TTK.nun 599.maddesinin yukarıda açıklanan hükmüne göre, protokolde imzası bulunan ve lehdar Lale Haşlak vekili olarak protokolü imzalayan Av. M.G. A. ile senet lehdarı alacaklı arasında iş ilişkisi olsa dahi, senette imzası bulunmayan Av. M. G. A.’den senedin takip alacaklısı N.. K..’ye ne şekilde intikal ettiği tespit edilemediğinden hamilin bonoyu iktisap ederken, bile bile borçlunun zararına hareket ettiğinden söz edilemez.

O halde mahkemece itirazın reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir…) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN: Davalı-alacaklı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava İİK 169 maddesine dayalı borca itiraz istemine ilişkindir.

Mahkemece davalı alacaklının iyi niyetli 3. kişi konumunda olmadığı gerekçesi ile itirazın kabulüne karar verilmiştir.

Davalı-alacaklı vekilinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde gösterilen nedenlerle bozulmuştur.

Yerel Mahkemece, önceki kararda direnilmiş; hükmü temyize davalı-alacaklı vekili getirmiştir.
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davalı-alacaklının iyiniyeti hamil olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 22.04.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.