YARGITAY 19.HUKUK DAİRESİ

Tarih: 19.01.2016 Esas: 2014 / 17305 Karar: 2016 / 283

Teslim Edilmeyen Sipariş Mal Nedeniyle Tazminat Talebi – Alıcının Temerrüdü – Teslim Süresi Belli Olmayan Ticari Satışlarda Malın Teslim Alınması İçin Alıcının İhtarname ile Temerrüde Düşürülüp Düşürülmediği Saptanarak Sonucuna Göre Karar Verilmelidir.

Özet:

Davacı, teslim edilmeyen sipariş mal nedeniyle tazminat talebinde bulunmuştur. Taraflar arasındaki satış şartları sözleşmesinde malın teslimi için herhangi bir süre öngörülmemiştir. Davacı ve davalının aralarındaki uygulamaya göre, malın peyder pey bir kısmının alındığı, dava konusu kısmın ise davalı satıcıda bulunduğu, teslim alınmadığı dosya kapsamı ile sabittir. Teslim süresi belli olmayan ticari satış sözleşmelerinde, malı teslim alınması için ihtarname ile alıcının temerrüde düşürülüp düşürülmediği konusunda tarafların delilleri toplanıp, sonucuna göre bir karar verilmelidir. Yerel mahkemece, açıklanan hususlar dikkate alınmaksızın, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. 

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– KARAR –

Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirketin 05/03/2009 tarihinde muhtelif hammadde alım satımında anlaştıklarını, müvekkilinin siparişlerin toplam bedeli olan 62.840 USD’ yi 13/03/2009’ da davalının banka hesabına yatırdığını, depolama sıkıntısından dolayı aradaki mutabakata da istinaden peyder pey malı çektiğini, son olarak bakiye kalan 27.500 kg’lık hammaddenin de sevki talebinde bulunmasına rağmen, davalının 28/01/2011 tarihli faks ile kalan ürünün çekilme süresinin dolmuş olması gerekçesiyle siparişin iptal edildiğini bildirdiğini, bunun üzerine müvekkilinin davalıya bakiye siparişin gönderilmesi için ihtarname gönderdiğini, ancak davalının yükümlülüğünü yerine getirmediğini, sözleşmede malın ne kadar süre içinde müvekkilince talep edileceğine dair bir hüküm olmadığı gibi, davalının da öncesinde bu yönde bir yazılı uyarıda bulunmadan siparişin iptalini bildirdiğini, müvekkilinin bakiye mal siparişinin haksız iptali nedeniyle borsaya kayıtlı olup fiyatı günlük değişen ürünün teslim edilmemesinden dolayı zarara uğradığını belirterek, 23.238-USD müspet zarar tazminatının aynen veya ifa anındaki Merkez Bankasının döviz satım kur bedeli üzerinden TL olarak 07/02/2011 ihtar tarihinden itibaren dövize uygulanan en yüksek değişen oranlardaki avans faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davacı alacaklı şirketin BK hükümlerine göre malı tesellüm etme borcunu yerine getirmediğini, satın aldığı ürünü tüm uyarılarına ve gönderdikleri e-maile rağmen 2 yıla yakın bir süre teslim almadığını, kendi kusuru nedeniyle siparişin iptaline sebebiyet verdiğini, malın teslim edilmemesinde ve siparişin iptal edilmemesinde müvekkili şirkete atfedilecek herhangi bir kusurun bulunmadığını, davacının ödediği bedelin iade edildiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, taraflar arasındaki anlaşma ile 13.03.2009 tarihinde davacının davalıdan muhtelif ürün siparişinde bulunduğu ve bu malların bedeli olan 62.840-USD’ yi de aynı tarihte banka havalesi ile davalı şirkete ödediği, söz konusu ödemenin davalı kayıtlarında da yeraldığı, sipariş edilen ürünlerden 27.500 kg P……. G03-5 isimli ürün dışında tamamının 2009 yılı içinde teslim edildiği, uyuşmazlığın, bu ürünün teslim edilmemesinin davalı açısından teslim zamanı bakımından sözleşmeye aykırılık, başka bir deyişle temerrüt teşkil edip etmeyeceği noktasında toplandığı, taraflar arasındaki sözleşmede teslim zamanı hakkında bir hüküm bulunmadığı, bu konuda sadece malın müşteriye tahsisini takiben tesellümün belirli bir sürede gerçekleşmemesi halinde davalı P.’nin birtakım yetkilerinin söz konusu olacağının belirtildiği, Mart 2009 tarihinden itibaren cereyan eden ilişkide davacının siparişini takiben malları peyder pey teslim aldığı, buna göre aralarındaki fiili uygulamanın ve anlaşmanın siparişi takip eden zaman diliminde araya fazla uzun süre girmeden malların tesellüm alınması şeklinde olduğu, uyuşmazlık konusu olan 27.500 kg. ürünün ise, son teslimatın ardından 15 ay gibi uzun bir süre geçtikten sonra 07.02.2011 tarihli ihtarname ile tesellüm alınmak istendiği, davacının malları saklama imkanı olmaması, dolayısıyla peyder pey teslim almaktaki menfaati haklı görülebilirse de, aynı zamanda malın borsada kayıtlı yani piyasa fiyatı olan mallardan olması sebebiyle fiyatının sürekli değişkenlik göstermesinden dolayı dürüstlük kurallarının gözetilmesi gerektiği, bir tarafın piyasa konjöktürünü takip ederek, malı uzun süre teslim almayıp malın değerinin yükseldiği anda tesellüm talebinde bulunmasının hakkın kötüye kullanılması sayılabileceği, davada da, alışılagelmiş ticari ilişkiye aykırı şekilde uzunca bir zaman geçtikten sonra malın piyasa fiyatının arttığı sırada tesellüm talebinde bulunulmasının sözleşmeye uygun bir tesellüm talebi olarak kabul göremeyeceği, davacının hareketsiz kalması durumunda alacaklının temerrüdü hükümlerinin uygulanacağı, borçlunun borç konusu şeyi tevdi ederek borcundan kurtulabileceği, tevdiye elverişli değilse sattırabileceği, teslimi gerektirmeyen edimlerde ise sözleşmeden dönülebileceği, taraflar arasındaki sözleşmede de, süresinde tesellümün gerçekleşmemesi halinde, yapılacak işlemin davalı P…….. tarafından belirleneceğinin kabul edilmesi nedeniyle, bedeli iade etmesinin sözleşmeye uygun davranışlar olduğu, alacaklı davacı temerrüde düştüğü için borçlunun temerrüdü hükümlerine göre davalıyı sorumlu tutamayacağı ve talep ettiği zararı istemeye hakkı olmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı gerekçeleriyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Taraflar arasındaki 05.03.2009 tarihli satış şartları sözleşmesinde malın teslimi için herhangi bir süre öngörülmemiştir. Davacı ve davalının aralarındaki uygulamaya göre, malın peyder pey bir kısmının alındığı, dava konusu olan 27.500 kg’ lık kısmının ise davalı satıcıda bulunduğu, teslim alınmadığı anlaşılmaktadır. Davalı, 28.01.2011 tarihinde gönderdiği faks metni ile malın çekilmediğini belirterek siparişi iptal ettiğini bildirmiştir.

Somut olaydaki gibi teslim süresi belli olmayan ticari satış sözleşmelerinde, 818 sayılı BK’nun 211. madde (TBK 235. md.) hükmü de dikkate alınarak, satıcıda bulunan malın davacı alıcı tarafından teslim alınması için ihtarname ile alıcının temerrüde düşürülüp düşürülmediği konusunda tarafların delilleri toplanıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeyle karar verilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 19.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.