YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİ

Tarih: 28.01.2016 Esas: 2015 / 11471 Karar: 2016 / 1083

Trafik Kazası ve Kasko Poliçesi Nedeniyle Sigortacının Rucüen Tazminat Talebi – Alacaklılık ve Borçluluk Sıfatlarının Bir Şahısta Birleşmesi

Özet:

Dava, trafik kazası ve kasko poliçesi nedeniyle sigorta şirketinin rücuen tazminat talebine ilişkindir. Davacı, dava dışı sigortalısının zararını karşıladıktan sonra, kendisine trafik sigortalı araç işleteni aleyhinde rücuen tazminat davası açmıştır. Davacı sigorta şirketi, kasko sigortası poliçesi yönünden alacaklı, ZMSS poliçesi yönünden borçlu konumundadır. TBK’nun 135. maddesindeki alacaklılık ve borçluluk sıfatı davacı sigortacıda birleşmiştir. Yerel mahkemece, anılan madde hükmüne göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken, açıklanan hususlar dikkate alınmaksızın, yazılı gerekçelerle, davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, müvekkiline kasko sigortalı araçta meydana gelen 5.495 TL hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini, davalının olay anında 1.71 promil alkollü ve olayda asli kusurlu olduğunu belirterek şimdilik 4.155,25 TL’nın ödeme tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiş; 21.4.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 494,50 TL daha artırarak toplam 4.649,95 TL’nın tazminini istemiştir.

Davalı vekili, kusuru, tazminat miktarını kabul etmediğini, davacının aynı zamanda müvekkiline ait aracın trafik sigortacısı olduğunu, zarardan kendisinin sorumlu olduğunu, müvekkilinin alkolün etkisinde kaza yapmadığını münhasırlık olmadığını, ıslah talebinin zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 4.121,58 TL tazminatın ödeme tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, TTK’nun 1301. (YTTK 1472.) maddesine ve halefiyete dayanılarak açılan rücuen tazminat istemine ilişkindir.

BK’nun 116/1 (TBK 135/1). maddesinde “alacaklılık ve borçluluk sıfatlarının bir şahısta birleşmesiyle borç sona erer” hükmüne yer verilmiştir.

Öte yandan Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında (ZMMS) sigortacı, işletenin 2918 sayılı KTK’nun 85/1. maddesinde yazılı hukuki sorumluluğunu aynı Kanunun 91/1. maddesi uyarınca üstlenmiş olup gerek 85/1. maddesi hükmü ve gerekse ZMSS Genel Şartlarının 1. maddesi hükmü, ölüm ve cismani zararlar yanında bir şeyin zarara uğraması halinin teminat kapsamında olduğunu öngörmüştür. Buna göre, ZMSS’nın amacı, trafik kazaları sonucu 3. kişilere verilecek zararların güvence altına alınmasıdır.

Somut olayda, davacı kasko sigorta şirketine sigortalı dava dışı 3. kişiye ait araç ile davalı adına kayıtlı aracın çarpışması sonucu araçta hasar meydana gelmiştir. Davalı adına kayıtlı araçta davacı sigorta şirketi nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalanmıştır. Davacı, dava dışı sigortalısının zararını karşıladıktan sonra, kendisine trafik sigortalı araç işleteni aleyhinde rücuen tazminat davası açmıştır. Davacı sigorta şirketi, kasko sigortası poliçesi yönünden alacaklı, ZMSS poliçesi yönünden borçlu konumundadır. BK’nun 116/1 (TBK 135/1). maddesindeki alacaklılık ve borçluluk sıfatı davacı sigortacıda birleşmiştir. Her ne kadar davacı, davalının olay anında alkollü olduğunu, kazanın münhasıran alkolün etkisi altında meydana geldiğini, ayrıca ağır kusurlu olduğunu, bu hallerin ZMSS teminatı kapsamında bulunmadığını, bu nedenle davalı işletenin verdiği zarar nedeniyle hukuki sorumluluğun müvekkilinde olmadığını ileri sürmüş ise de; dosya kapsamına ve hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre davalının kazanın meydana gelmesinde ağır kusurlu olduğu ispatlanmadığı gibi davacıya kasko sigortalı araç sürücüsünün de olayda % 25 oranında kusurlu olduğu ve dolayısıyla kazanın münhasıran alkolün etkisi altında meydana gelmediği anlaşılmıştır. Bu durumda davacı, ZMSS poliçesi gereğince davalı sigortalısının dava dışı kasko sigortalısına verdiği zarardan poliçe limiti ile sınırlı olarak sorumludur. Davacı talebi ve hükmedilen tazminat miktarı ZMSS poliçesi limiti içinde kalmaktadır.

Bu durumda mahkemece, TBK’nun 135/1. maddesi hükmüne göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma sebebine ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 28.1.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.